Saraylar saltanatlar çöker
Kan susar birgün
Zulüm biter
Menekşeler de açılır üstümüzde
Leylaklar da güler.
Bugünlerden geriye,
Bir yarına gidenler kalır
Bir de yarınlar için direnenler.”
Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdesin.
Su olsan kimse içmez,
Yol olsan kimse geçmez,
Elin adamı ne anlar senden?
Çıkarsın bir dağ başına,
Bir ağaç bulursun Tellersin
pullarsın Gelin eylersin.
Bir de bulutları görürsün,
bir de bulutları görürsün,
bir de bulutları görürsün.
Köpürmüş gelen bulutları.
Başka ne gelir elden?
Çın çın ötüyor yüreğimin kökünde
şu dünyanın ıssızlığı.
Tanrı kimsenin başına vermesin
böyle bir yalnızlığı!
Bir zamanlar insanlar hayatlarından memnun değillerse devrim yaparlardı. Şimdi alışverişe çıkıyorlar. Tamamen bir hafıza kaybı dönemi yaşıyoruz.
ARTHUR MILLER
" Hayatımda mutlu günlerim olmuştu elbette,
ama mesele sadece mutlu olmak değildi. Önemli olan yaşadığını , hayatın anlamı,
bir değeri olduğunu hissetmekti."
Oğuz Atay veya Yaşar Kemal, İngiltere ya da Rusya'da doğsaydı muhtemelen dünyanın en büyük yazarlarından biri olurdu. Türkiye'nin sorunu da bu: Sınırları çok kalın, geçemiyorsun, yayılamıyorsun.
Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrısına der ki:
- Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!
04:00
Birinin ilk tanıdığı halini özlemeyi İlhan Berk şu dizeleriyle anlatmış:
İlk iki dakika kocaman bir yüreği var sanırsın. Sonra bir ömür o yürekte, ilk iki dakikayı ararsın.
Kimsenin sahip olmadığı, olamayacağı bir şeye sahipsin; Kendine... Senin sesin, senin aklın, senin hikâyen, senin bakış açın? Öyleyse yaz, çiz, yarat, eğlen, dans et. Ve yalnızca senin yaşayabileceğin, yalnızca senin sahip olabileceğin o hayatı yaşa.