Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mert Şakar

Mert Şakar
@mertsakar16
Lisans
Bursa
1992
5 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Mert Şakar

Mert Şakar

, bir kitabı okumaya başladı
Beyaz Gemi
Beyaz GemiCengiz Aytmatov
8.2/10 · 70,7bin okunma
Reklam
188 syf.
·
Puan vermedi
·
21 saatte okudu
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho
8.2/10 · 207,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Çünkü sevdiğimiz zaman, olduğumuzdan daha iyi görünmek isteriz her zaman"
Sayfa 173Kitabı okudu
"Ve bir şey istediğin zaman, bütün Evren arzunun gerçekleşmesi için işbirliği yapar"
Reklam
Her gün birlikte olmak gereksinimi duymaksızın, her zaman yeni dostlar ediniriz. Papaz okulunda olduğu gibi her zaman aynı insanları görürsek onları yaşamımızın bir parçası saymaya başlarız. Yaşamımızın bir parçası saydıkça da onlar bizim yaşamımızı değiştirmeye kalkışırlar. Bizi görmek istedikleri gibi değilsek hoşnut olmazlar, canları sıkılır. Çünkü, efendim, herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğini Elifi elifine bildiğine inanır.
Mert Şakar

Mert Şakar

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck
8.6/10 · 172,9bin okunma
"Asıl sebep ve illetlere varabilseniz göreceksiniz ki en zayıf tarafımız dışımızdadır. Gözümüzü kör eden yedi renktir, kulağımızı sağır eden sesler, ağzımızı paslandıran yediklerimiz, kalbimizi önce coşturup sonra durduran sonsuz koşmalarımızdır. Yüksek insan dışına değil, içine kıymet verendir."
"Bana istenecek bir şey söyle, uğruna can verilecek bir şey söyle hemen dört elle sarılayım"
Reklam
"Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye nir irademiz vardı? Kullanmadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmekten ise hayatın ve muhitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat, daha makul değil miydi?
"Dışarıdaki hayvanlar, bir domuzların yüzlerine, bir insanların yüzlerine bakıyor; ama onları birbirlerinden ayırt edemiyorlardı."
Sayfa 152Kitabı okudu
"Elimden gelse, seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum"
Sayfa 157Kitabı okudu
"Sokağımızda her şeyin bir çağı vardı. Bilyelerin çağı, topaç çağı. Sinema yıldızlarının resimlerini toplama çağı, uçurtma çağı, çağların en güzeliydi. Gök yüzünün her köşesi renk renk uçurtmalarla kaplı olurdu, her biçimde güzel uçurtmalarla. Gökyüzünde bir savaştır giderdi. Uçurtmaların başları tokuşur, savaşlar çıkar, kementler atılır, kılıçlar savrulurdu. Bu arada jiletler de uçurtmaların iplerini keser ve bir uçurtma, dengesiz kuyruğunu ipinesararak döne döne yere inerdi. Güzeldi bütün bunlar. Yeryüzü sokak çocuklarınındı."
"Kimseden hiçbir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığınada uğramamış oluyorum"
Reklam
Amok
Amok
"Belki de insan herşeyi içine atmaktan boğuluyor zamanla..."
"Hakikati seviniz, o da sizi sever; hakikti arayınız, o da sizi arar ve üstüne yalan çin setleri gibi kalın duvarlar örsün, altında kalan hakikat bir ince iniltiyle,bir hafif rüzgar dalgasıyla, herhangi bir küçük işaretle mevcudiyetini bildirir: "Buradayım!" Der."
"Herhangi bir yerde doğmuş ve herhangi bir adamın oğlu bulunmuş olmak bu kadar mühim değildi. Asıl mühim olan, iki insanın birbirini bulması bu derece güç olan şu dünyada, bu nadir saadete ermekti."
Sayfa 134
"Sevmek ve hoşlanmak başka, istemek, bütün ruhuyla, butün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka... Aşk bence bu istemektir. Mukavvemet edilemez bir istemek"
Sayfa 103
Yaşamak, tabiatın en küçük kımıldanışlarını sezerek, hayatın sarsılmaz bir mantık ile akıp gidişini seyrederek yaşamak; herkesten daha çok kuvvetli yaşadığını, bir ana bir ömür kadar çok hayat doldurduğunu bilerek yaşamak... Ve bilhassa bütün bunları anlatacak bir insanın mevcut olduğunu düşünerek, onu bekleyerek yaşamak...
Sayfa 84
Kürk Mantolu Madonna
Bu kadının resmini gördüğüm andan beri geçen birkaç hafta içinde, ömrümün bütün senelerinden daha çok yaşadığımı hiseediyordum. Her günüm, her saatim, uyuduğum zamanlar bile dopdoluydu. Bana sadece yorgunluk veren uzuvlarımın değil, ruhumun da yaşamaya başladığını, içimde, haberim olmadan bekleşen üstü örtülü derin tarafların da birden bire meydana çıkarak bana fevkalede cazip, kıymetli manzaralar arz ettiklerini görüyordum.
Sayfa 82
Reklam