Oğuz Atay’la geç tanışmama rağmen, daha okuduğum ilk kitabıyla en sevdiğim yazarlar arasına girdi. Üstelik bu geç tanışmanın Oğuz Atay’ın yazdıklarını okuyabilmede yeterli olgunluk sağladığını da düşünmekteyim. İlerleyen yaşlarımda kitaplarını yeniden okuduğumda, ilk okuduğumdan farklı hislere hitap edeceğine, farklı cümleler hakkında düşünmeye iteceğine inanıyorum. Oyunlarla Yaşayanlar kitabına gelirsek; kitap iki perdelik bir oyun olarak Oğuz Atay’ın diğer kitaplarından tür olarak farklı olsa da, içerik olarak yine bireyi ele almakta ve toplumdan kendini nispeten ayrık, aydın olarak gören bireyin, toplumsal olaylar ile yaşanılan ülke ve dönemin etkileri doğrultusunda şekillenen gündelik hayatında adeta bir mengene içerisinde sıkışmışlık hissini tasvir etmektedir. Yazar Günlük’te de bu kitabın yazımı esnasında sık sık bahsetmiştir. Kitapta yer alan “Ben de büyük meseleler yüzünden harcamak isterdim hayatımı. Küçük dertler yüzünden yıpranıp gitmek istemezdim.” sözü yazarın kahramanlarının hayal kırıklığını özetlemektedir.