Yazar kitabi karakterlerin dili ile ilerletmeye çalisirken mecburen dilleri basitlestirmis ve bu okurken sizi edebi dilden ve anlamsal butunlukten oldukca uzaklastiriyor ve okuma deneyimini keyifsizlestirmis,
Kitabin anlatim dili de sonuna dogru olaylar ile birlikte cozuluyor.Konusu ise aslinda siradan ve toplum normlarina gore ilerleyen cekirdek aileler icinde bile onlarca yalanin gizlerin olabilecegi ve insanin oldugu her yerde bir sahtelige siginmanin zorunlulugu zincirleme olarak birbirine baglanmis.
Insan böyle bir şey.Nerede hangi yaşta olursa olsun kabuğunu kırıp içine baksan içi cılk yara. Yarasız, dertsiz tasasiz insan yok da, işte kimisi üstünü iyi örtüyor.Ben de örttüm.O kadar kapattım ki, kendim bile sormadım kendime.
Yapayanlış örülmüş bir hırka giymişim yıllardır, onunla isınmaya çalışmışım gibi hissediyorum kendimi.Babam anlattiklariyla o hırkanın bütün ilmeklerini söktü.Eline yumaği dolayıp yavaş yavaş söktü üstümdeki hırkayı çırilçiplak kaldım
Nese bulaşicıdır falan diyorlar.Yalan.
Nese kolonya gibi bir şey.Dökünüyorsun, o an ferahliyorsun. Sonra uçup gidiyor burnundan, elinden, üzerinden. Kasvet öyle değil ama, zamk gibi bulaşıyor ve dokunan herkese yapışıyor.
Kuzeyli , guneyli… Turk , rum herseyin onemsiz oldugunun farkina varilmasi gereken bir çag…Arada cizilmis sinirlar ve citlere takilmis kalsa da buyuyen agaclar, kaktusler… Ve tum sifatlardan arinarak yalnizca
“adali” olmanin naifligi…
Ne özgürlük ama! Pek de mantikli olmayan ve genellikle bir avuç insanı çoğunluğa göre ayrıcalıklı kılan birtakım kural ve düzenlemelerle bağlanmış bir dünyada belki de tek gerçek hürriyetti delilik