Merve Ertaş

Benim cehennemim ne topraklarımda, ne de buradaymış. Onu kendi içimde taşıyormuşum, tıpkı cennet düşlerim gibi.
Reklam
Bu acı ölüm değildi, sersemlemiş bilincinde bocalayarak dolaşan düşünceydi. Ölüm acı vermezdi. Hayattı, hayatın sancısıydı bu feci, bu insanı boğan his. Hayatın Martin'e vurduğu son darbeydi.
Sayfa 480Kitabı okudu
Hayat, hastalıklı bir insanın yorgun gözlerini yakan güçlü bir ışık gibiydi. Uyanık geçirdiği her an, etrafında ve üzerinde çiğ bir öfkeyle parlıyordu. Acıtıyordu. Dayanılmaz bir acı veriyordu.
Sayfa 475Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
"Söylediğin her şeyin doğru olduğunun farkındayım. Hayattan korktum. Seni yeterince sevmedim. Ama daha iyi sevmeyi öğrendim. Şu andaki seni ve eski seni seviyorum, hatta senin sen olmanı sağlayan her şeyi seviyorum. Benim sınıfımda olduğunu söylediğin şeylerden seni ayıran ne varsa onları, şu anda anlamadığım ama anlayabileceğimi bildiğim inançlarını seviyorum. Anlamaya adayacağım kendimi. İçtiğin sigarayı, ettiğin küfrü bile seviyorum; onlar senin bir parçan ve ben seni onlar için de seveceğim. Öğrenebilirim. Şu son on dakikada çok şey öğrendim. Buraya gelecek cesareti bulmam bile şimdiye kadar öğrendiklerimin bir göstergesidir. Ah, Martin!... "
Sayfa 460Kitabı okudu
"Şimdi de aşkımıza yeniden başlayalım diyorsun. Evlenmemizi istiyorsun. Beni istiyorsun. Ama bak... kitaplarım ilgi görmeseydi de ben şu anda neysem aynen oydum. Ama sen burada olmayacaktın. Neden o anasını sattığımın kitapları ve..." "Küfretme," diye sözünü kesti Ruth. Bu azar Martin'i irkiltti. Sonra da kulak tırmalayıcı bir kahkaha patlattı. "İşte bu," dedi, "bu kadar önemli bir anda, hayatının mutluluğu tehlikede görünürken, sen yine aynı şekilde hayattan korkuyorsun; hayattan ve tam yerinde edilmiş bir laftan."
Sayfa 460Kitabı okudu
Reklam
Reklam
85 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.