John Streinbeck'in kitaplarının mutlu son ile bitmemesi beni üzse de okunmaya değer bir yazar. "Ehline denk gelmeyen her şey ziyan olur can da, inci mercan da."
İnciJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 202337.8k okunma
" Ne yapabilirim ama?" diye haykırdı Kino. "Dostlarım beni nasıl olsa korurlar."
"Bu uğurda tehlikeye atılmadıları, sıkıntı çekmedikleri sürece," dedi Juan Tomas. "Tanrı seni korusun."
Küçük bir kasabanın kendi kendiyle ve bütün birimleriyle kurduğu sıkı ilişkiyi nasıl sürdürdüğüne ne kadar şaşsak azdır. Her erkek, her kadın, her çocuk, her bebek kasabada belli bir biçimde davranır, belli edimlere girişirse, kalıpları kırmaz, öteki bireylerden farklılık göstermezse, hiçbir şekilde deneylere kalkışmaz, önemli bir hastalığa tutulmaz, kasabanın esenliğini ve iç erincini, yani o kesintisiz, şaşmaz akışını bozabilecek bir şey yapmazsa, o birim görünmez olabilir, bir daha da adı bile duyulmaz. Ama tek bir kişi, alışılageldik düşünce kalıbının, bilinen ve güvenilen biçimin dışına çıkmaya görsün, kasaba halkının duyargaları hemen geriliverir, bu haber kasabanın sinir ağı aracılığıyla her yana yayılır. Her birim, bütünle iletişim kurar.
Tasarlamak gerçek bir şeydir; açığa vurulmuş düşler, denenmiş demektir. Bir hayal bir kere düşünülmeye görsün, öbür gerçeklerin arasındaki yerini alır ve bir daha asla yıkılmaz ama kolaylıkla saldırıya uğrayabilir.
"Benim oğlum okuma öğrenecek, kitaplar karıştıracak, yazacak da, yazmayı da öğrenecek. Oğlum sayılarla da uğraşacak, onun bunları bilmesi bizi özgürlüğe kavuşturacak o öğrenecek, onun aracılığıyla bizler de öğreneceğiz."
Derler ya, insan asla doymak bilmez diye, yüzünü verseniz ille de astarını ister diye. Bu sözler insanı kınama amacıyla söylenir, oysa insan soyunun en büyük yeteneklerinden biri, onu elindekiyle yetinen hayvanlardan üstün kılan bir yetenektir bu.
Kasaba, koloni halinde yaşayan bir hayvan gibidir. Kasabanın bir sinir sistemi, bir başı, omuzları ve ayakları vardır. Kasaba, öbür kasabalara hiç benzemeyen apayrı bir yaratıktır, öyle ki dünyada birbirine benzeyen iki kasaba bulamazsınız. Kasabanın duyguları da bütünlük gösterir. Haberlerin kasaba sokaklarında nasıl yayıldığı kolayca çözümlenemeyecek bir gizdir. Sanki haber, seğirtip onu yetiştirmeye can atan küçük oğlanlardan da, çitlerden eğilip çığrışan kadınlardan da daha tez ayaklıdır.