Merve Sarıkaya

Merve Sarıkaya
@mervesrky34
Twitter @mervesrky1034
Her şey olabilmek için her şeyi yapmamız gerekmiyor çünkü zaten sonsuzuz.
Sayfa 272 - Nora SeedKitabı okudu
Reklam
"Konuşmasının son bölümünde Petrov, heyecanlı bir sekilde gençlere sesleniyor. Onlara, kötülüklerle yılmadan mücadele etmelerini, durmadan çalışmalarını ve bu geçiş döneminde daha iyi hayat şartları için uğraşmalarını tavsiye ediyor. Şöyle diyor: Siz nasılsanız Rusya da öyle olacaktır! İşe önce kendinizden başlayın! Binayı sonra inşa edersiniz! Kölelikten kalan son miras, yine kölelik! Ezildik, boğuluyoruz, ilhamımızı kaybettik ve bir çıkış yolumuz kalmadı! Hiç bedel ödemeden, risk almadan başarı elde etmeyi, daha iyisine sahip olmayı istiyoruz. Eğer yeni bir hayat kurmak istiyorsak çıplak ellerimizle hiçbir şey yapamayız!'
Bir gün, kendini nüktedan sanan, küstah bir dul kadın ona şöyle bir imada bulundu: - Monsenyör, yüceliğinizi kırmızı bereyle ne zaman taçlandıracağınızı merak ediyorlar. - Ah! İşte ne canlı, ne hoş bir renk, diye yanıtladı piskopos. Ne mutlu ki bu rengi devrimcilerin beresinin üzerindeyken aşağılayanlar, bir kardinal şapkasının üzerinde onurlandırıyorlar.

Reader Follow Recommendations

See All
Ama belki de birbirimizi ancak yoğun bakım ünitesinde, soğuk floresan lambalar altında, uykusuzluktan bitkin bir halde, çevremiz vücudumuza giren ve çıkan borular ve monitörden çıkan bipleme sesini dinleyen bizi seven insanlarla çevriliyken net bir şekilde görebiliriz. Çünkü yoğun bakım ünitesinde işinizin, evinize yaptırdığınız yeni değişikliklerin, dininizin, siyasi partinizin ve hatta cinsel tercilerinizin bir önemi yoktur. O anda sizi ve sizi seven insanları meşgul eden tek şey yaşayıp yaşamayacağınız ve acı çekip çekmeyeceğinizdir. Yoğun bakım ünitesinde yabancılık ya da düşmanlık yoktur.
Batılın içi boş, dışı ise caziptir.
Sayfa 174 - Tahlil YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Reklam