merve

Yaşamın amacı, insanın zihinsel yetilerinin gelişmesi olduğunu kabul ediyorsak şunu söyleyebiliriz ; eğer ölüm kapısını çalmasaydı, Rousseau'da ilerde bu dünyada daha dingin bir mutluluğu tadabilir, uygar insanın yaşamını kusursuzluklarla dolduran tutkuları doyurmaya çalışmak yerine, doğal insanın dinginliğine ulaşabilirdi. Ama Rousseau'nun hayaletini rahat bırakalım. Benim savaşmak istediğim şey onun külleri değil fikirleri. Ben yalnızca kadını bir aşk kölesi durumuna düşüren duyarlılıkla savaşmak istiyorum.
Reklam
Bilgi olmadan ahlakta olamaz. Cehalet, erdemi içine koyamayacağanız kadar dayanıksız bir kaptır. Gene de erkeklerin üstün olduğunu savunan pek çok yazar kadınların yaşamlarını cehalet temelinde düzenlenmesi gerektiğini söyler.
Öyleki metreslerinin önünde köle olan adamlar, kız kardeşleri , eşleri ve kız çocukları karşısında despot kesilirler. Bu da kadınlara toplum içindeki yer ve konumlarını hatırlatmak içindir doğru! Kadınların zihinlerini geliştirerek onları güçlendirirseniz kör itaatinde sonu gelecektir. Ama itaatkar herzaman kör itaat aradığından kadınları karanlıkta bırakmayı çalışırken doğru şeyi yapmaktadır. Nede olsa Tiranlar, köleler ister, hazcılar ise oyuncaklar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Erkek çocuklar birkaç sene disiplinle tanıştıkları bir eğitim almak zorundadırlar. Ama kadınların eğitiminde anlayış gücünün geliştirilmesi, bedenin güzelleştirilip süslenmesinden aşağı görülür.
Herhangi birinin kötülük yapma eğilimiyle yaratıldığını kabul edecek olsak, tanrı tanımazlığın önüne ne geçebilir. Böylesi bir durumda tapındığımız tanrının bir şeytan olduğunu da kabul etmemiz gerekmez mi?
Reklam
Kadınlar, izleyecekleri yaşam çizgisini yalnızca bir uydunun yanıp sönen ışığına bakarak belirlemeye zorlanmamalıdırlar.
Erkek, bedeni açısından hayvanlara akrabadır. Ruhu açısından tanrıya akraba olmasa alçak ve soysuz bir yaratıktır.