Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Sen yanlış anladın beni. Ben bana yaptıklarına değil, yapmadıklarına gücendim aslında. Mesela "aramadın,sevmedin, özlemedin, dönmedin..."
İnsan yanınızı aç bırakmayın, besleyin…!
Vitamin eksikliği diyoruz vitamin alıyoruz. Ya insani değer eksikliklerimiz için ne yapıyoruz? Mesela, bende tevazu, hoşgörü, empati eksikliği var deyip çare arayan var mı? Merhamet eksikliği var, neden ben vicdanlı birisi değilim diye doktora giden var mı? Hiç doktor kapısı çaldınız mı, neden aşırı kibirliyim diye? . mesela, -İnsan kinlendikçe, kibirlendikçe kirlenir.- . -İnsan yanınızı aç bırakmayın, besleyin.- Bedeni beslemek kadar ruhu da vicdanı da beslemek gerekir -Ömrümün yarısını insan olmak için, diğer yarısını da insan kalmak için harcadım.-
Reklam
Topraktan geldik, çiçek olup açacağız bir gün.
Zaten ben olmadık hayaller kurarım; Mesela içimden bir ses, Ya yağmur damlası, ya da telgrafın tellerine sıra sıra dizilmiş serçelerden biri ol diyor...! Gönlümse, kuşlar konar çiçek açarım, ağaç dalı olmak istiyor...! (Ben ki, ağaçları geceleyin sallayınca yıldız düşeceğine inanırım.) . Dökülen yapraklar ya kelebek olsun, ya da serçe…!
Biliyorsun. Hala birine aşık olabilirim. Sana hiç benzemeyen çocuklarım olur. Adının hiç anılmadığı bir hayat kurarım. Hayalimdeki yüzünü eskitir zaman. Biliyorsun. Herkes bir yolunu bulup tamamlanır aslında... Babanın cüzdanından yürüttüğün paralar gibidir bazı şeyler, belli oluncaya kadar devam edilir. Biliyorsun. Unutabilirim. Zaten ben kimleri unuttum. Onlardan biri olur, hayatımın en kullanılmayan yerine kaldırılır suretin. Tozlanırsın. Üzerin örtülür. Biliyorsun. Seni sevdim. Bir gün kör olsaydın da severdim. Ellerin olmasaydı mesela. Ellerin olmasaydı sen bile kendini sevmezdin oysa. Biliyorsun. Kimsenin tek bir seçeneği yok bu hayatta. Hala seni bana unutturacak insanlar tanıyabilirim. Başka bir ses kazınır kulaklarıma. Biliyorsun. Herkesin kendini kurtaracak bir bahanesi var aslında. Oysa ölene kadar sevebilirdim seni eğer biraz yardım etseydin bana.
Güç İstenci
Tarihte bütün filozoflar yaşamın anlamını farklı bir davranış biçiminde bulmuşlardır. Mesela, bir Buda yaşamın anlamını kişinin kendi isteklerini dizginlemesinde bulurken Darwin ise üreme mücadelesinde bulmaktadır. Spinoza, yaşamın anlamını panteizmde bulurken herhangi bir dindar düşü- nür, sahip olduğu iradeyi, kendisinden öte bir varlığa
Sayfa 130
Kişi eski alışkanlıklarını yeni fırsatlara tercih ediyorsa yaşlanıyor demektir. Bence yaşlanmanın zihinsel etkileri, alışkanlıklar ve tercihler arasında bir yere sıkışıp kalmada kendini gösterir. Mesela bunun yansımalarını yaşlanan insanların yeni şeylere yüz çevirmelerinden ya da geleneklerine daha sıkı tutunmalarından görebiliriz. Tabii bu
Sayfa 62
Reklam
"Mesela ben ! Onuruma aşırı düşkünüm. Bir kambur ya da bir cüce kadar kuşkucu ve alınganım..."
. -İnsan yanınızı aç bırakmayın, besleyin.-
Vitamin eksikliği diyoruz vitamin alıyoruz. Ya insani değer eksikliklerimiz için ne yapıyoruz? Mesela, bende tevazu, hoşgörü, empati eksikliği var deyip çare arayan var mı? Merhamet eksikliği var, neden ben vicdanlı birisi değilim diye doktora giden var mı? Hiç doktor kapısı çaldınız mı, neden aşırı kibirliyim diye? . mesela, -İnsan kinlendikçe, kibirlendikçe kirlenir.- . -İnsan yanınızı aç bırakmayın, besleyin.- Bedeni beslemek kadar ruhu da vicdanı da beslemek gerekir -Ömrümün yarısını insan olmak için, diğer yarısını da insan kalmak için harcadım.-
Seyahatte, kafanı boşaltmışken iyi düşünürsün; bir yerden bir yere giderken iyi düşünürsün; yürürken, yemek yerken iyi düşünürsün. Tuvalette bile düşünürsün yahu! Ama iyi düşünmek için esasen yalnız kalmak gerekir. Bu temel şarttır, yalnız kalmayı bilmek gerekir. Yalnız kalmayı bilmeyen milletlerden fazla bir şey çıkmaz. Mesela iyi bir düşünür çıkmaz. Maalesef biz Türklerin böyle bir kabiliyeti yok, bu yüzden de bizden iyi düşünür pek çıkmıyor. Aptal olduğumuz için mi? Estağfurullah. Ama şu var; Türk yalnız kalamaz, milletimizde böyle bir huy yoktur. Beraber ders çalışır, beraber yazı yazar, beraber gezmeye gider, beraber aylaklık eder. Türkler sinemaya bile tek gitmez; yalnız kalmayı bilmez, sevmez. Yalnız olmamanın getirdiği garantiye, yani tehlikeden uzak yaşamanın konforuna güvenir. Ama işte bu garanti de yaratıcılığı sakatlar, iş çıkarma kabiliyetini azaltır. Yalnız kalamayan insanın düşünce ve gözleme kabiliyeti yarım oluyor. Bu yüzden ben insanlara yalnız kalmayı öğrenmelerini öneriyorum. Yalnız kalmayı bilmek iyidir, önemlidir; Türkiye gibi bir yerde avantajdır. Zira evlilik müessesesi bile bizde yalnız kalmamak üzerine kurulmuştur. Halkımız evliliğin gerçek mahiyetini anlamaz. Evlenince, kumrular gibi dip dibe oturmaları gerektiğini zanneder. Öyle şey olur mu? Biraz da birbirinden ayrı duracaksın. Nefes alacak, aldıracaksın. Evlilik sürekli dip dibe duracak, yan yana yürüyecek bir şey değildir. Çok açık ki bunun da artık anlaşılması lazım. Tabii herkesin kendisini, yaşamının onda sekizinde aynı yerde bulması da evlilikle bağdaşmaz.
Zamansız Alarmlar
Geçmişteki tek bir güne on sayfa ayırabilirsiniz veya on yılı tek bir satıra sığdırabilirsiniz! Tarihteki hangi olayların daha fazla hatırlanmaya değer olduğunu, bugünkü psikolojiniz belirler. İnsan gerek yaşadığı toplumun tarihinde gerek de kendi öznel geçmişinde hangi olayların daha fazla ön plana çıkarılacağını belirlerken çoğu zaman nesnel
Sayfa 18
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.