İmam Gazali söylüyordu: "Ömrün bitmiş, fakat sen yalvarmış yakarmışsın, sana bir gün daha verilmiş; işte şimdi öyle bir günde bulunuyorsun, öyle bir günde ne yapacaksan, her gün aynı gayretle o işe sarıl, öyle çalış, öyle ibadet et, öyle yaşa."
Allah'a inanan insanın özgür olduğuna inanıyorum. İnsan boynuna zincir atan, takan eşyadan ve öteki insanlardan, insanların tanrılaştırdığı kişi ve eşyadan insanı ancak Allah kurtarır. Yani insanı ancak Allah özgür kılar.
Hayatımda bir tazyik var. Bende bana karşı koyan bir şey var. Bu tazyike isyansız dayanacağım. Benden kol, kalp ve kafa isteniyor. İşte ben hazırım. Hareket bir zarurettir, hareket edeceğim..
Ey inancım, ben bu gümüş ve fildişi parmaklıkların arkasında zincirliyim ve sen olmadan uçamam.
Buna rağmen, kalbimin derinliklerinde yükselirsin ve seni tutan kalbimdir ve bununla yetinmeliyim.
İmdi, seçme hürriyetine sahip bir varlık yaratmak, bir tehlikeyi de göze almaktır. Çünkü iyiyi seçme hürriyeti, kötüyü seçme hürriyetini de beraberinde getirir. Allah'ın böyle bir "riski göze almış olması" O'nun insana gösterdiği büyük güvenden dolayıdır. İnsanın vazifesi bu güvene layık olduğunu göstermektir.