Mesut Altınok

Şu var ki, asıl mesele onun “olmasında” veya “olmamasında” idi. 1914'te Osmanlı Devleti'nin söz sahibi Enver yerine Mustafa Kemal olduğunu, 1919'da da Samsun'a Mustafa Kemal yerine Enver'in ayak bastığını bir tasarlayınız. Türk tarihinin gidişi başka türlü olurdu. Büyük fırsatlar fani şahıslara bir milletin kaderini iyiye veya kötüye doğru değiştirmek imkânını verebilir. "
Sayfa 9 - Pozitif YayıneviKitabı okuyor
Reklam
Atatürk ne yaptığını, nasıl yapacağını, kimlere ne yaptıracağını, kimleri nasıl ve nerede kullanacağını bilen pek hesaplı bir adamdı.
Sayfa 8 - Pozitif YayıneviKitabı okuyor
Efendiler, tarih itiraz edilemez bir şekilde kanıtlamıştır ki, büyük davalarda başarı için sarsılmaz bir yetenek ve güce sahip bir önderin varlığı gereklidir.
Sayfa 46 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor

Reader Follow Recommendations

See All
Erzurum kongresi'ni daha önce açıkladığım esaslarını ve kararlarını, herhangi bir temsilciler heyetinin uygulama alanına sokturabileceğime güvenim olmadığını itiraf ederim. Nitekim zaman ve olaylar beni doğrulamıştır. Bundan başka, daha Amasya'dayken kararlaştırdığım ve bütün ulusa mümkün olan araçlarla bildirdiğim Sivas Genel Kongresi'nin toplanmasını sağlamak, bütün ulusu ve ülkeyi yalnız bir heyetle temsil etmek, ayrıca, yalnız Doğu illerini değil, vatanın bütün kısımlarını aynı dikkat ve duyarlılıkla savunma ve kurtarma çarelerini bulmaya çalışmak gibi konuları herhangi bir heyetin sağlayabileceğine inanmadığımı açıkça ifade etmek zorundayım. Çünkü, bende böyle bir inanç var olsaydı, işe başladığım güne kadar girişim ve faaliyette bulunanların çalışmalarının sonuçlarını bekleyerek, istifa etmemek yolunu bulurdum. Hükümet, padişah ve halifeye karşı isyana gerek görmezdim. Aksine, ben de bazı ikiyüzlü ve iki taraflılar gibi, görünüşte çok tantanalı ve gösterişli olan, o günün ordu müfettişliğini ve padişah yaveri sıfatını korumaya devam ederdim. Gerçi, benim açıkça ortaya atılmamda ve bütün ulusal ve askeri hareketlerin başına geçmemde kuşkusuz sakınca vardı. Fakat o sakınca, başarısızlık halinde herkesten önce ve herkesten çok, en büyük ceza ve eziyete uğratılmaktan başka bir şey olabilir miydi? Oysa, bütün vatanın ve koskoca bir ulusun, ölüm kalımı söz konusu diyenlerin kendi sonlarını düşünmesine yer var mıdır?
Sayfa 46 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Ulusal Sır
Bu son sözlerimi özetlemek gerekirse, diyebilirim ki, ben ulusun vicdanında ve geleceğinde sezdiğim büyük gelişme yeteneğini, bir ulusal sır gibi vicdanımda taşıyarak, yavaş yavaş bütün toplumumuza uygulatmak zorundaydım.
Sayfa 11 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bu kaçınılmaz tarihi akışı geleneksel alışkanlıklarıyla derhal sezen padişah ailesi, ilk andan itibaren ulusal mücadelenin amansız düşmanı kesildi. Bu kaçınılmaz tarihi akışı daha başlangıçta ben de görmüş ve sezmiştim. Fakat sonuna kadar sürmüş olan bu sezgimizi ilk anda tamamen ortaya koyup ifade etmedik. Gelecekteki ihtimaller üzerine fazla konuşmak, giriştiğimiz gerçek ve maddi mücadeleye hayali bir macera niteliğini verebilirdi.
Sayfa 10 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Sonra Osmanlı hanedan ve saltanatının devam ettirilmesine çalışmak, elbette, Türk ulusuna karşı en büyük kötülüğü yapmaktı. Çünkü ulus her türlü özveriyi göstererek bağımsızlığını sağlasa da, saltanat devam ettiği sürece, bu bağımsızlığa kazanılmış gözüyle bakılamazdı. Artık vatanla, ulusla hiçbir vicdan, düşünce bağı kalmamış bir sürü delinin, devlet ve ulusun bağımsızlığının, onurunun koruyucusu konumunda bulundurulmasına nasıl göz yumulabilirdi. Halifeliğin durumuna gelince, bilim ve tekniğin aydınlığa boğduğu gerçek uygarlık dünyasında gülünç kabul edilmekten başka bir yanı kalmış mıydı?
Sayfa 10 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Ya bağımsızlık ya ölüm
Temel ilke, Türk ulusunun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu ilke ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla sağlanabilir. Oysa, Türk'ün onuru, gururu ve yeteneği çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus tutsak yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!.. O halde, ya bağımsızlık ya ölüm! İşte gerçek kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktır.
Sayfa 9 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da ulusal egemenliğe dayanan, kayıtsız şartsız bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak! İşte, daha İstanbul'dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamasına başladığımız karar, bu karar, olmuştur.
Sayfa 9 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Düşman devletler, Osmanlı devlet ve ülkesine maddi ve manevi olarak saldırmışlar, yok etmeye ve parçalamaya karar vermişler. Padişah ve halife olan kişi, hayat ve rahatını kurtarabilecek çareden başka bir şey düşünmüyor. Hükümeti de aynı durumda. Farkında olmadığı halde başsız kalmış olan ulus, karanlıklar ve belirsizlikler içinde olup bitecekleri
Sayfa 6 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
1919 yılı Mayısı'nın 19. günü Samsun'a çıktım. Genel durum ve görünüm: Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu grup, Dünya Savaşı'nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, ağır şartları olan bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Dünya Savaşı'nın uzun yılları boyunca ulus yorgun ve fakir bir durumda. Ulusu ve ülkeyi Dünya Savaşı'na sokanlar, kendi hayatlarının derdine düşerek, ülkeden kaçmışlar. Saltanat ve hilafet makamında bulunan Vahdettin soysuzlaşmış, kendini ve yalnızca tahtını güvenceye alabileceği alçakça önlemler araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükümet zavallı, beceriksiz, onursuz ve korkak; yalnızca padişahın buyruğuna bağlı ve onunla beraber kendilerini koruyabilecek herhangi bir duruma razı. Ordunun elinden silahları, cephanesi alınmış ve alınmakta...
Sayfa 1 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Eğer bir uygarlıkta, bir toplumda, bir kültürde gerçeğe saygı yaşayan bir değer değilse, o toplumdan kolay kolay bilim insanı yetişemez.
Sayfa 245 - Kronik KitapKitabı okudu
Hiç kimse başka bir insanı yetiştiremez, sadece hedefini bulmasına yardım edebilir. Onu yetiştirecek en önemli kişi yine kendisidir. Çünkü sadece kişinin kendisi yirmi dört saat kendiyle beraberdir. Neye muktedir olduğunu en iyi kendisi bilir.
Sayfa 195 - Kronik KitapKitabı okudu
"Madem Allah beni insan olarak yaratmış, olabileceğim en iyi insan olmaya çalışmalıyım."
Sayfa 181 - Kronik KitapKitabı okudu
İnsanlığın en büyük hastalığı kendini kemiren illetlerin cidden tedavisine başvurmaktan çok daima tehlikeyi hakiki derecesinden aşağı göstermeye çalışmak hastalığıdır.
Sayfa 11 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
1,499 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.