Sonu gelmez zıtlıklarım , melankolim, umutsuzluğum, müzik yeteneğim, inatçılığım, duyarsızlığım, duygusal kırılmalarım nereden geliyordu? Bir yandan aşın özgüvenli, diğer yandan da son derece zayıf ve çaresiz karakterimi neye borçluydum?
Şahane bir gün, şahane bir hava heba olup gitmişti. Şimdi de şahane bir ay, denizin üzerinde kayboluyordu. Yarın... Yarından sana ne? Yarın böyle olur mu? Hava böyle güzel olur mu? Bir hafta sonra ne olur, belli mi? Yaşıyor olur muyuz? Gelecek ay İstanbul yerinde olur mu? Dünya yerinde olur mu? Yarın... Hayatta yarın yok ki. Ve bugünü elinden kaçırdığında, ne kalır geriye?
Ne gitmek istiyorum ne kalmak.
Ne yaşamak ne ölmek.
Ne gülmek ne ağlamak.
Aldığım nefes başına buyruk,
gülüşlerim emanet.
Ne zaman hangi
saat başladı kayboluşum? Bilmiyorum.
Acıya bile artık duygusuzum.