Filmin sonunda kahkaha atılabilmesinin tek sebebi, cinayetin di­şil bir fantezi ya da intikamı temsil ediyor olmasıdır; yoksa kimse gerçek bir cinayete gülmez. Kişi, kadınlar ile erkekler arasındaki şiddet ilişkilerini temsil etmenin yolunu arayan bir metafora gülerek özgürlük kahkahası atabilir. Ancak, cinayet metaforik düzlemdeyken, kadınların direnişi ve dayanışması alabildiğine gerçektir. O halde, Bir Sessizlik Sorgusu'ndaki sinemasal metaforlar, bu sarsıcı kahkahayla birlikte salondakiler üzerinde çok güçlü bir etkiye kavuşur ve dişil seyircilerin kadın direnişine katılmalarına yol açar. Filmin sonunda, erkekçil kayıtsızlık karşısında eldeki 'silah' kahkahadır ve sessizliği delip geçmek için tek yol da kahkaha atmaktır.
Rasyonellitenin Ontolojik Temelleri
Rasyonalitenin Ontolojik Temelleri Yunan felsefi metinleri Arapçaya çevrilmeden çok önce Müslümanlar, Kur'an ve hadiste ana hatları çizilen akıl kavramıyla karşılaşmışlardı. Cahiliye döneminin aksine İslam, aynı anda hem inanç hem de bilgi, akıl, adalet ve özgürlük çağını temsil ediyordu. İslam'ı kabul etmek cehalet, çok tanrıcılık,
Sayfa 43 - 44,45,46Kitabı okudu
Reklam
Öğrenilmiş çaresizlik genelleştirilmiş önyargılardır: "Düşe­ nin dostu olmaz!" • Öğrenilmiş çaresizlik insanların yaşam enerjisini tüketir: "Bu âlemin insanları bana müsaade!" • Öğrenilmiş çaresizlik yaşayanların yarışma motivasyonu düşer: "Sataşma baba yorgun!" • Öğrenilmiş çaresizlik yaşayanlar başlarına gelene anlam vermekte zorlanır, yaşam şaşkınıdır: "Hayat sen ne çabuk harcadın beni!" • Öğrenilmiş çaresizler, sık sık hak etmedikleri bir hayat yaşamaktan söylenirler: "Zalim dünya aslanı kediye boğdur­ dun!" • Öğrenilmiş çaresizlik yaşayanlar kısa vadede çözüm bek­ lentisinde değillerdir: "Garibin çilesi ölünce biter!" • Öğrenilmiş çaresizlik yaşayanlar hayatları üzerinde dene­ timleri olmadığına inandıklarından, kendilerini, 'havada savrulan yaprak' gibi metaforlarla ifade ederler: "Yaprak dalından kopmuş bir kere, rüzgâra gerek yok!" • Öğrenilmiş çaresizlik yaşayanlarda kolay vazgeçme eğili­ mi yüksektir: "Yaşamak buysa eğer, bırak üstü kalsın!" • Öğrenilmiş çaresizlik yaşayanların zihin iklimine egemen olan duygu 'hüzünlü bir veda' halidir: "İşte geldik gidiyo­ ruz, şen olasın Halep şehri!" • Öğrenilmiş çaresizlik yaşayanlar hayatı arabesk yorumla algıladıkları için, 'sevdi mi tam seven, sildi mi bir kalem­ de silen', sevgileri de nefretleri de oldukça yoğun insan­ lardır: "Vur hançeri sineme, bırak yaram kanasın, fazla inme derine, çünkü orada sen varsın!"
“Uzak geçmişte de benzer düşünce ve metaforlar sıradan insanların sarsılmaz iyimserliği sayesinde örneğin şu türden özlü sözlere dönüşmüştü, Ne iyilik süreklidir ne kötülük, ya da daha edebi bir ifadeyle, Ne mutluluk sonsuza dek sürer ne de mutsuzluk, bu yüce özlü sözleri yaşamın ve kaderin bahtsızlıklarından geçerek öğrenmeye zaman bulanlar söylemişlerdir,”
Sayfa 128 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Metaforlar, birbirine dostça yakınlaşan şeylerin saldığı kokudur...
"Oysa hayat bir metafordan başka bir şey değil. Yol, yolculuk, sefer... Nasıl söylendiğinin bir önemi yok, sonuçta hep aynı fikre varıyoruz, değil mi ? Bir yönde ilerlemek, karşımıza çıkanlara göre kendimizi inşa etmek, olduğumuz kişiye dönüşmek.."
Reklam
1,000 öğeden 861 ile 870 arasındakiler gösteriliyor.