TDK, oksimoronu “Zıt anlamlı iki kelimenin bir arada kullanılması,” olarak tarif etmektedir. Edebiyatta, özellikle öykülerde bu zıtlık, okuru ilk bakışta yakalayan, sorgulatan ve daha dikkatli okumaya sevk eden bir cazibeye sahiptir. Talan kelimesini duyduğumuzda aklımıza ilk önce yıkım gelir ve bu tanım sevince dair hiçbir işaret barındırmaz.
2005 yılında almış olduğum bu mücevheri, neden bugüne kadar okumamışım ki?
İhsan Oktay Anar, bu metin boyunca aldı bizi, bir hikayeden bir başkasına savurdu durdu. Postmodern anlatının birçok özelliğini kullanmış olduğu bu kitapta, bizi bir sembolden diğerine taşıdı, kafamızı karıştırdı, şaşırttı, güldürdü.. o kadar ki metin bitmesin istedim, resmen elimde süründürdüm.. ama bitti, tadı hala damağımda.
İhsan Oktay Anar’ın ilk romanıydı, benim de okuduğum ilk kitabı ama son olmayacak.
O yıllar yani tam o halin içinde olduğu 1967 senesi mesela, zaten memleketimizde Allah'ın pek de önde olduğu yıllar değildi. lstanbul'da, Nuhu'nun gezdiği, okula gittiği yıllarda en azından. Cakalı, Türkiye'ye gelen Almanların yetiştirdiği bir üniversite hocası ya da Topağacı'ndan daire alan yeni palazlanmış bir artist, Kennedy'nin kansı ile Grace Kelly, hatta Metin Oktay ile Hamiyet Yüceses eğer bir anket yapılsa kim daha önemli ve öndedir diye Fahr-i Kainat efendimizi zaten ama Rabbelalemin'i bile muhtemelen geçerlerdi.
Yeni bir dönem başladı Robert Kolej'de Ülkü Tamer için. Anglo-Amerikan kültürü dönemi. O günleri şöyle anlatacaktı daha sonra: "Karı-koca MacNeal'ler gibi iki öğretmenim oldu. Orta 3'te Odisseia'yı İngilizce tam metin okuyorduk. Lisede Shakespeare, Modern Roman gibi dersleri seçebiliyorduk. Gide'in Kalpazanlar'ını inceliyorduk. Konuşma derslerinde Chaucer ezberliyorduk. Necatigil'leri, Cumalı'ları, Dağlarca'ları, Orhan Kemal'leri okuyor, aramızda tartışıyorduk. Okulda edebiyat matineleri, sohbetler düzenliyor, Sait Faik'le, Oktay Akbal'la, Haldun Taner'le yüz yüze konuşabiliyorduk." Tamer'in hocaları arasında Behçet Kemal Çağlar da vardı.
"Yazı mı, Tura mı aslanım?"
"Tura," dedi Merdan Efe gururlu bir ifadeyle. "Ne demiş Metin Oktay? Ben hep tura derim, varsın gelmesin. Benim tek derdim, Mustafa Kemal Atatürk'ün yüzü yere gelmesin."