“... günlük yaşam ve bu yaşamın zahmetleri ve keyifleri, sevinçleri ve acıları hiçbir zaman tekrarlanmaz. Tersine, rüya bizi bunlardan kurtarma amacını güder. Hatta ruhumuz bütünüyle bir mevzu ile kaplanmış, derin bir eylem içimizi parçalamış ya da bir vazife manevi gücümüzün tümünü gerektirmemiş olsa da rüya bize ya tamamen yabancı bir şey verir, ya da kombinasyonlarını oluşturmak üzere gerçeklikten bazı münferit unsurlar alır veyahut yalnızca keyfimizin ses tonuna göre davranır ve gerçekliği sembolize eder.”
•Burdach
Vaktiyle doğayla olan mutlu beraberliğinden kopan insan, onun yerine geçecek ve yaşamına anlam kayacak bir başka beraberliği bulamadığı gibi, artık doğaya da geri dönememiş ve umudunu uzaydaki başka dünyalara yöneltmiştir.
Bu da, mutluluk ve erdemin sırrıdır; yapmak zorunda olduğun şeyi sevmek. Tüm şartlandırmaların amacı budur: İnsanlara, kaçınılmaz toplumsal yazgıları sevdirmek.