Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Görüyorsun ki hepsi hayata birer miktar kin borçlu. Hepsi çocukluklarından beri mahrum oldukları kuvvete hasret çekerek ve kendilerini yiyerek bu hale gelmişler. Hakikaten kuvvet sahibi olanlara haset ve imkânsızlıkla baka baka nihayet kuvveti en büyük, en tapılmaya layık bir mevcudiyet olarak kabul etmişler...
Sayfa 205Kitabı okudu
İman, görmediği şeye inanır; yıldızın mevcut olduğuna inanmaz, zira onu görür, ama yıldızın mevcudiyet kazanmış olduğuna inanır.
Sayfa 84 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"Bağıra bağıra halka anlatacağız ki, değil Asya'ya çekilmek, Kutuplar'a firar etsek Avrupalılar gibi düşünmedikten, Avrupalılar gibi çalışmadıktan sonra orada dahi yakamızı bırakmazlar, mevcudiyet-i mukaddese-i diniye ve milliyemizi muhafaza ettirmezler. Bugün Avrupa'dan tardettiler, yarın dünya yüzünden kaldıracaklardır."
Sayfa 158 - Kılıçzade HakkıKitabı okudu
Görüyorsun ki hepsi hayata birer miktar kin borçlu. Hepsi çocukluklarından beri mahrum oldukları kuvvete hasret çekerek ve kendilerini yiyerek bu hale gelmişler. Hakikaten kuvvet sahibi olanlara haset ve imkânsızlıkla baka baka nihayet kuvveti en büyük, en tapılmaya layık bir mevcudiyet olarak kabul etmişler... Bu gibi fikirleri doğuranlar,daima, ezilmeye, yok olmaya mahkûm olduklarını hisseden zümrelerdir. Bağırırlar, çağırırlar, ellerine fırsat geçerse suni olarak sahip oldukları bu iktidarı en vahşi bir şekilde kullanmaya kalkarlar; fakat nihayet hayatın ebedi kanunlarının pençesi altında çiğnenir ve mahvolurlar...
Timur yeni fethettiği şehre askerlerini yollar ve onlardan tüm mallarını ister, halk elindekini verir ve askerler geri döner. Bunun üzerine Timur sorar askerlerine, siz mallarını aldığınızda halkın durumu nasıldı diye, askerler efendim biz geldiğimizde halk ağlıyordu der. Timur güler ve tekrar gidin der. Askerler yine gider ve yine halktan ellerindeki her şeylerini ister, halk çaresiz bir şekilde ne varsa verir. Askerler döner ve Timur yine sorar, halkın durumu nasıldı diye askerler efendim halk gülüyordu der biz döndüğümüzde. Ve Timur hüzünlü bir edayla, evet gerçekten de her şeylerini vermişler bu sefer, der. Bu zalim hikaye bize şöyle bir şey anlatmak ister, kaybedecek bir şeyi olmayanın ağlayacak bir şeyi de yoktur artık. Bazen ağlak, olumsuz, kederli bir davranış veya tavır sergiliyorsak bu hâlen savaştığımız içindir. Amann ne anlatıyorum ben!? Zaten artik ne yazık ki bu hikayelerin ne aslı ne de faslı önemli değildir, çünkü kimse anlamak istemiyor kimseyi. Anlam evsiz kalmıştır artık. Mevcudiyet, mütekabiliyete mahkum artık.
191 syf.
·
Puan vermedi
Syf 53 Yürüyüşe yalnız çıkılmalıdır, çünkü yürürken özgürlük elzemdir, çünkü keyfinize göre durabilmeli, devam edebilmeli, istediğiniz yola sapabilmelisinizdir, çünkü ritminizi bizzat kendiniz belirleyebilmelisinizdir. Robert Louis Stevenson Syf 75 Hatırlamak artık hiçbir yaranın kabuğunu kaldırmamakta veya kayıp bir mutluluğun ruhu yoran hasretini uyandırmamaktadır.... Umut edilen ve beklenen bir şey olmadığından, kayıtsızlığın yoğun dinginliği ve bir koyverme hali vardır. Sadece yaşamak, varoluşu kendi haline bırakmak vardır... Bir şeyler beklemeyi bırakır bırakmaz, dünyada kendini size verir, bırakır, teslim olur. Hiçbir şey beklemez olduğunuzda, mevcudiyet için bir takviye, karşılıksız bir lütuf olarak sunulur her şey. Syf 89 Kitapların amacı yaşamayı öğretmek değil, içimizde yaşama, başka türlü yaşama isteği uyandırmaktır: kendi içimizde yaşama imkanını, yaşamın ilkesini bulmak...Kitaplar gündelik yaşamın sıkıntısından kaçış değil, bir yaşamdan ötekine geçiş aracı olmalıdır.
Yürümenin Felsefesi
Yürümenin FelsefesiFrédéric Gros · Kolektif Kitap · 20206,8bin okunma
Reklam
Freud’a göre yalnızlık ancak bir yokluk biçiminde, Winnicott’a göreyse sadece bir mevcudiyet olarak betimlenebilir di. Bu, önemli bir farklılık ölçütüdür.
Sayfa 57
Dünyadan bir şeyler beklemeyi bırakır bırakmaz, dünya da kendini size verir, bırakır, teslim olur. Hiçbir şey beklemez olduğunuzda, mevcudiyet için bir takviye, karşılıksız bir lütuf olarak sunulur her şey."
İnsan ancak dünyanın umumî seyrine, asıl mahiyeti hiçlik ve gayri mevcudiyet olan mekanizmaya karşı koyduğu ölçüde mevcut oluyor.
Onun için ben sevdiklerime şunu tavsiye ederim:
Milletleri sevk ve idare eden adamlar, tabii evvelâ kendi milletinin mevcudiyet ve saadetinin amili olmak isterler. Fakat aynı zamanda bütün milletler için ayını şeyi istemek lazımdır. Bütün dünya hadiseleri bize bunu açıktan açığa isabet eder. En uzakta zannettiğimiz bir hadisenin bize bir gün temas etmeyeceğini bilemeyiz. Bunun için beşeriyetin hepsini bir vücut ve bir milleti bunun bir uzvu addetmek icabeder. Bir vücudun parmağının ucundaki acıdan bütün äza müteessir olur.
Reklam
"Öyleyse eyleminizin meyvesiyle, sonucuyla ilgilenmeyin, dikkatinizi sadece eylemin kendisine verin. Sonuç kendiliğinden gelecektir. Bu güçlü bir spiritüel uygulamadır. Var olan en eski ve güzel spiritüel öğretilerden biri olan Bhagavad Gita'da, eyleminizin sonucuna bağlı-olmamaya Karma Yoga denir. O, "kutsal eylem" yolu olarak tanımlanır. Şimdi'den uzaklaşma dürtüsü ortadan kalktığında, Var' lık sevinci yaptığınız her şeye akar. Dikkatiniz Şimdi'ye döndüğü anda, bir mevcudiyet, bir sessizlik, bir huzur hissedersiniz. Siz artık doyum için geleceğe bağlı olmaz, kurtuluşu onda aramazsınız. Dolayısıyla da, sonuçlara bağlı olmazsınız. Bu durumda, ne başarısızlık ne de başarı sizin içsel Var'lık halinizi değiştirebilecek güce sahiptir. Siz yaşam-durumunuzun altındaki yaşamı bulmuşsunuzdur."
Yürürken hiçbir şey gerçekten yerinden oynamaz, daha ziyade mevcudiyet bedene yerleşir yavaşça. Yürürken aslında yakınlaştığımız yoktur, sadece şeyler bedene daha fazla nüfuz eder. Bizi çevreleyen manzara tatlar, renkler, kokularla dolu bir kasedir, beden de onun içinde demlenir.
Her halkın içinden hem büyük şahsiyetler hem de aşağılık insanlar çıkabilmektedir. Bunlardan hangisinin iktidara geleceğini belirleyen temel etken halk kitlelerine hakim olan ruh halidir. Halkın sahip olduğu değerler nelerdir? Zekası , iradesi ve vicdanı gelişmekte midir yoksa zehirli otlar sarmış gibi çürüyerek yok mu olmaktadır ? Veya zavallı, utanç verici bir mevcudiyet için mi sarf edilmektedir.
Görüyorsun ki hepsi hayata birer miktar kin borçlu. Hepsi çocukluklarından beri mahrum oldukları kuvvete hasret çekerek ve kendilerini yiyerek bu hale gelmişler. Hakikaten kuvvet sahibi olanlara haset ve imkânsızlıkla baka baka nihayet kuvveti en büyük, en tapılmaya layık bir mevcudiyet olarak kabul etmişler... Şimdi öyle bir nazariye yapıyorlar ki, anası âciz ve mahrumiyet... Bu gibi fikirleri doğuranlar, daima, ezilmeye, yok olmaya mahkûm olduklarını hisseden zümrelerdir. Bağırırlar, çağırırlar, ellerine fırsat geçerse suni olarak sahip oldukları bu iktidarı en vahşi bir şekilde kullanmaya kalkarlar; fakat nihayet hayatın ebedi kanunlarının pençesi altında çiğnenir ve mahvolurlar...
Sayfa 205Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.