Uzun süren bir tartışma iki tarafın da haksız olduğunu gösterir. Yani bir noktadan sonra haklı haksız meselesi değildir konu. Sadece sonlandırmak gerekiyordur tartışmayı ya da çatışmayı. Belli ki iki taraf da henüz hazır değildir bu imtihanın içinden çıkarılacak derse.
dünya bir ırmak, ırmağa düşen gölgemizdir’
Diyor Mevlana divanında…
Ben de gölgeyim biliyorum,
Güneş gidince kaybolacağım.
Belki tatlı bir tebessüm kalır geriye,
Beni hatırlatacak olan,
Diliyorum…
Sema Kopuz Topçu
Mevlana'nın Menâkıbü'l Arifin isimli kitabında Mesnevi'nin sadece ilk 18 beyitini Mevlana'nın yazdığını, diğer binlerce beytide Hüsamettin Çelebi 'ye bizzat kendisinin yazdırdığı ifade ediliyor. Kitap bu 18 beytin yazar tarafından felsefik açıdan yorumlanmasından, anlatılmasından ibaret.
Kitabı okumaya başlamadan önce, Mevlana hakkında yeterli bilgim olduğunu düşünüyordum. Felsefik açıdan yapılan değerlendirmeyi merak ederek başlamıştım. İyi ki okumuşum! Zira kendi kültürümüzün bir parçası olan ancak ne kadar da eksik tanıtılan, ne de yüce fikirli bir insanmış Mevlana... Ney'in bir müzik enstrümanından öte ne büyük anlamları varmış...
Kitapta beni çeken ilk yer Bişnev oldu. Bişnev başlıklı bölüm ile Mevlana'nın ve Ney'in asıl anlamının Kur'an'dan geldiğini anlatılıyor. Zira Yaradılan'ın kitabındaki Bişnev, dinle demek. "Dinleyeyim ama neyi? Dinle ey insan, neyi dinle."
Ve sonrası, aktı gitti...
Allah'a ulaşılacak çok yol var. Ben aşk'ı seçtim.
Ay doğmuyorsa yüzüne, Güneş vurmuyorsa pencerene, kabahati ne Güneş'te ne de Ay'da ara. Gözlerindeki perdeyi arala.
İçinde aşk barındırmayan bir kalp ya deliye aittir ya ölüye.
#OkudumBitti #Mevlana #Mesnevi #HakanMengüç
Burası, bu mezar, ruhun beden hapishanesinden kurtulduğu, hakiki özgürlüğe kavuştuğu, öz yuvasına, asıl ait olduğu yere, Yaradan a döndüğü kapıdır. 'Öğreneceksin... Dünyanın hasret, ölümün vuslat olduğunu,’ der Hazreti Mevlana
Hâce Mahmud İncir-i Fağnevi'nin ikinci halifesidir. Hacegan silsilesinde Azizân lakabıyla meşhur olmuştur.
Anlatıldığına göre, Hâce Mahmud hazretleri vefatı yaklaşınca hilâfet işini Hâce Azîzân'a havale eylemiş ve diğer müridlerini ona emanet etmiştir.
Bahaeddin Nakşibend hazretlerinin nisbet silsilesi Mahmud İncir-i Fağnevî'nin halifelerinden iki vasıta ile ona erişir.
Hâce Azizân hazretlerinin yüksek makamları ve hayret uyandıran kerametleri çoktur.