Doğdu ol sâatde ol sultân-ı dîn
Nûra gark oldu semâvât-ü zemîn
Rahmeten lil'âlemindir Mustafâ
Hem şefîal müznibîndir Muhammed Mustafâ
Veladet bahri
Görmez gözün fil gibi her ayıbını
Görür başkasının kıl gibi bir ayıbını
Sayfa 33Kitabı okudu
Onun emrettiği neyse sarıl ona
Ki onun buyruğu gıdadır ruha
Ezan seslerinin, Mevlid bahirlerinin, Kur'ân-ı Kerim nidâlarının en az altı yüzyıl çınlattığı İstanbul'da doğan çocuk olarak, çocukluk yaşlarımda minarelerinden yükselen ezan seslerini, ezanın içindeki mûsikîyi dinlemek benim için ayrı bir zevkti, kırâatı yani okuması güzel olan hâfızların ve müezzinlerin ezan sesleri duyulurdu.
İstanbul ve Türk Mûsikîsi/Neyzen,Doç.Dr.Süleyman Erguner
3 Şubat 1932 Ramazan'ı Kadir Gecesi'nde okunan Mevlîd-i Şerîf, İstanbul Radyosu'nun ilk canlı yayını olarak Ayasofya Camii'nde gerçekleşmiş: tüm yurda ve dünyanın her yerine ulaşmıştır. Bu sayede, milletimiz ve ülke dışındaki Türkler ve yabancılar, Türk Musikisi ile okunan Kur'an-ı Kerim'i, ilahileri, Süleyman Çelebi'nin Mevlîd-i Şerîf'ni dinlemişlerdir.
İstanbul ve Türk Mûsikîsi/Neyzen,Doç.Dr.Süleyman Erguner
Bir gün Notre Dame katedralinde farsça bir taziye mesajı okuyan bir Kürt kadar kendini garip hissedeceğimi bilecek kadar şükrü erbaş okursam, beni Konya kulu'da ki şeyh Ömer adlı hoca tarafından okutulacak mevlid-i şerif'e götürecek Sason'lu Fas'lı arkadaşa selam söyleyin sevgili dostlar diye bir yazı okursanız belki fenerbahçe şampiyon olur sevgili dostlar!!!
(Fenerin şampiyonluğu üzerine!)
Kahire'de bugün hâlâ kendi adıyla anılan cadde ve çevresinde birbirinden görkemli abideler inşa ettiren Muizz, ölümünden üç yıl önce, saltanatının sembolü olarak tasarladığı büyük bir cami yaptırdı. 22 Haziran 972 Cuma günü ibadete açılan caminin ismi, başlangıçta “Câmiu'l-Kâhire” idi, yani Kahire Camisi. Daha sonraki süreçte, Hz. Peygamber'in kızı Hz. Fâtima'nın ismine nispetle camiye "Ezher" denilmeye başladı. Kısa süre sonra Şiî dâîlerin yetiştirildiği bir yükseköğretim kurumuna dönüşen Ezher, aynı zamanda Fâtımîler tarafından Mısır'dan yayılan yeni bir din anlayışının da merkeziydi. Örneğin, Mevlid Kandili ilk kez bu dönemde, Şiî ulemanın ön ayak olmasıyla kutlandı, ardından tasavvufi akımlar yoluyla İslâm dünyasının dört bir yanına yayıldı.
Sayfa 130 - KETEBEKitabı okudu
