Mey içip Sarhoş olmuş Gibiyim Seni gördüm Divane olmuş Gibiyim Dibi gördüm Neyleyim... Tunebuni
Aşk Kadehi
maşuk için aşk kadehinden zehirli mey içti şems, ay yüzlü bir kamer için şavkını söndürdü şems dosttu, dostuna dost kaldı hep, o da dostuna hep dosttu . o dostu anlamayanların hedefi hep yırtık bir posttu... KK.
Reklam
Doğrusal zaman akışı, bizim kendi zihnimizde ya­ rattığımız bir kurgudur sadece. • Zaman doğrusal değildir. Her şey eş zamanlı mey­ dana gelir. • Her şey eş zamanlı gerçekleştiği için, gelecek geç­ mişimizi etkileyebilir. • Bir değil, sayısız gerçeklik vardır.
Halki, şimdiki adıyla Heybeliada. Görkemli yalılar, büyük konaklar, güzel bahçeli villalar, iyot-anason kokulu sahil mey­ haneleri, laternalı kır gazinoları, çiçek, reçine kokulu ormanlar, masmavi pırıl pırıl bir deniz. Istakozlar, pavuryalar, mercanlar, dünyanın en lezzetli balıkları, ada bağlarında damıtılmış şarap­lar, rakılar, konyaklar. Torna, adanın bu şen şakrak, bu şuh dönemine yetişemedi. 12 Şubat 1917'de dünyaya gözlerini açtığında, Birinci Dünya Savaşı patlamış, olanca hızıyla sürüyordu. Heybeli'nin de tadı kaçmıştı. Zengin bir lunapark gibi ışıltılı o yılları, tüccar babası Manol Balcı' dan, annesinden ve dedesinden dinleyebildi. Savaş boyunca Alman "askeri dinlenme tesisi" olan Ada, bozgunun ardından gelen İngiliz, Fransız, İtalyan subaylarına sayfiye tah­sis edilmişti.
Sayfa 49 - YKY yayınları ekım 2004Kitabı okuyor
Yanan Ormanlarda Elli Gün
Burmahana vardık .Bir tepede.Burma han göründü.Dağların kuyusunda.Zor lu bir sel gelse alır götürür. Burmahanda bir top yeşil ağaç geri kalanı soyulmuş.Yamaçlarda tarlalar görünüyor.Yamaçlara kademe kade. ne,toprak taşınmasın diye,duvardan setler örmüşler.Hiç bir dağ köyünde toprağı setle bağlayan köy yok. Burmahana köyün ortasında mey. danlık var.Ağaçlardan çatılmış,bir dükkan.Dükkanın örtmenin altına köylüler birikmişler.Üşümüş kuşlar gibi boyunlarını içlerine çekmişler.Selam verdim.Tek gözlerini açıp selam verdiler.Erkekler ellerinde birer kirmen,kıl eğirirler.Başka köylerde erkekler ip eğitmezler. Bu iş kadın işidir.Yağmur yağıyordu.Birisi elimden tutup örtmenin altına götürdü.Hepsinin ayağı çarıklı.Giydikleri kendi dokumaları.Dokudukları kıl karışı yün.Birde şalvar dokumaları var.
Sayfa 117 - YkyKitabı okuyor
Men lebin muştâkıyam zühhâd kevser tâlibi Nitekim meste mey içmek hoş gelûr hüşyâre su -Fuzuli "Ben dudağın için şiddetli bir arzu taşıyorum, sofular ise Kevser istiyorlar. Tabiî, sarhoşa şarap, ayık insana da su içmek hoş gelir."
Sayfa 68
Reklam
Yaşamayı bu kadar çok isterken, ölümü düşünüp ölümden bahsediyoruz hem de yanmış damaklarımıza sepserin kristal bir mey gibi. Çünkü yaşayamamaya katlanamıyoruz.
maşuk için aşk kadehinden zehirli mey içti şems, ay yüzlü bir kamer için şavkını söndürdü şems dosttu, dostuna dost kaldı hep, o da dostuna hep dosttu . o dostu anlamayanların hedefi hep yırtık bir posttu... KK.
Çaya bakınca gözü parlamayan hiç “ seviyorum ” demesin :)
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
: Çay bizim kültürümüzde tahmin ettiğimizden çok daha büyük öneme sahip. "Geldi hengâmi herem gayri günahtan geçelim Mey-i yakuta bedel çay içelim, çay içelim." Yani, "Yaşlılık zamanı geldi, günah işlemeyelim, ölüm yaklaştı artık mey'i yakuta bedel çay içelim," diyor. "Çay, kadehte dîde-efrûz olmalı Lebrîz ü leb- reng ü lebsûz olmalı" Yani çaya baktığınız zaman gözünüz parlayacak, dudağı hafif yakacak, biraz acımtrak olacak ve bardakta dudak payı az olacak. Bu da bizim klasik çay tariflerinden birisi.
Kemal Sayar
Kemal Sayar
: Çay için bazı dervişler "küçük ihvan" derlermiş.
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
: Nakşiler öyle der.
Dil altı direkt içeri girişte çok hızlı absarbe eden bir bölgedir . Bir gıdayı çok çiğnediği­ mizde içlerindeki maddeler de buradan kana karışırlar. Özellikle bitkisel ve ta z e gıdaları çok çiğnersak içlerindeki vitamin, mineral ve iyi yağlar dil altından kana karışacaktır. Şahsen ben sebze, mey v e yediğimda onları uzun uzun ağzımda tutmaya gayret ederim. Aynı şeyleri yağlar için de yaparım. Hem kolayca kana karışsın diye, hem de ağzın içindeki mukozayı korumak için yaparım bunu.
Reklam
"Whatever happens, don't descent into desperation. Even though the doors are closed, he would open you a secret path in the end that nobody knows. Although you don't see them, there are many gardens of Eden behind the narrow gates. Be thankful! It is easy to thank when you achieved what you want. Sufi is the one who could thank even his/her wish does not come true." (Başına ne gelirse gelsin, karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar. Sen şu anda göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var. Şükret! İstediğini elde edince şükretmek kolaydır. Sufi, dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir.)
Humans have the ability to make dreams come true. This power is a grace given to them. It means that we can ascribe any meaning to a thing and believe it when we look at it. Who could keep one from doing this? Consciousness is an unlimited mystery. Just like the universe. (İnsan her türlü yeteneği gerçek kılma yeteneğine sahiptir. Bu güç ona verilmiş büyük bir lütuftur. Yani bir şeye bakarken ona dilediğimiz anlamı yükler ve inanabiliriz. Kim buna engel olabilir ki? Zihin sınırsız bir gizemdir tıpkı evren gibi.)
"Tek sebep alkol değildir elbet… Şiirin piçidir o. Mey de, şiir de beraber olunca tat bulur." 🍻🦋
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.