Ortadoğu kültürünü bıçak gibi paralayan ulus-devlet dayatması üzerinde ne kadar durulsa azdır. Çünkü açılan travmaların en onulmazı bu bıçakla açıldı. Hangi trajediye el atsak sonuç değişmiyor. Hindistan’ın içlerinden Sibirya’ya, Fas çöllerinden Arabistan çöllerine kadar yerleşik-göçebe her kültür bu bıçak darbesinden payını almıştır. Halen sürekli kanamaktadır. Her gün Hindistan içindeki Hindu-Müslüman çatışması, Keşmir, Çin Uygurları ve Afganistan-Pakistan’daki boğazlaşmalar, Rusya’daki Çeçenler ve diğerleri, İsrail-Filistin, Lübnan, tüm Arap ülkelerindeki kavgalar, Kürtlerin Türk-Arap-Farslarla çatışmaları, İran’ın mezhep savaşları, Balkanlardaki, Anadolu’daki İslam, Ermeniler, Rumlar ve
Süryanilerin tasfiyesi vb. saymakla bitmeyecek kadar olan, devam eden ve hiçbir kuralı olmayan bu çatışmalar ve savaşların kapitalist hegemonyacılığın ürünü olduğu inkâr edilebilir mi?
Ali F.