Hakan Karakullukcu

318 syf.
5/10 puan verdi
Murat Menteş okumaya bu kitaptan başladıysanız muhtemelen şaşıracaksınız, sarsılacaksınız, alışılmadık bir yazarın alışılmadık anlatımına tanık olacaksınız ve yüksek ihtimalle çok etkileneceksiniz. Ancak yazarın daha önceki iki romanını yazılış sırasıyla, yani Dublörün Dilemması ve Korkma Ben Varım sırasıyla okursanız, bu kitabın Murat Menteş'in olayın cılkını çıkardığı nokta olduğunu göreceksiniz. Yazar kelimelerle dans etmeyi, ilginç betimlemeler ve şaşırtıcı tamlamalar kullanarak okuyucunun zihnine bayram ettirmeyi çok sever. Dublörün Dilemması'nda benim en çok sevdiğim cümlelerden biri olan "Peygamberin otlattığı kuzular kadar masumdu" buna en güzel örneklerden biridir. Dublörün Dilemması'nda bu kullanım abartı olmamakla birlikte tadında bırakılmış, ikinci kitap Korkma Ben Varım'da biraz daha çoğaltılmış ve can sıkmaya başlamış, Ruhi Mücerret'te ise işin tam anlamıyla suyu çıkarılmış, hemen hemen her cümlede bu tarzda tamlamalarla zihne bayram ettirmenin ötesinde işkence edilmiştir. Yazar resmen "bu benim tarzım" diyerek sürekli ama sürekli aynı tarzda tamlamalarla "eeh yeter artık" dedirtiyor. Senaryo ilginç, kurgu zekice ama yazarın hiç durmadan aforizma kasma çabası kitabın göz alıcılığına gölge düşürmüş. Dublörün Dilemması ile Türk romanında çığır açan, bir sonraki kitabını bana heyecanla bekleten Murat Menteş beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Umuyorum ki 4. romanında kendini tekrarlamaz, bambaşka bir şekilde çıkar karşımıza.
Ruhi Mücerret
Ruhi MücerretMurat Menteş · April Yayıncılık · 201315,5bin okunma
Reklam
263 syf.
8/10 puan verdi
murat menteş, dublörün dilemması'nı sanki tüm edebiyat alemiyle ve tüm insanlıkla dalga geçercesine yazmış. öyle bir amacı olmadığından eminim, ama ben böyle hissettim. türkçe'yi bu kadar iyi kullanan bir yazar daha görmedim diyemem, zira başta oğuz atay olmak üzere diğer büyük romancılarımıza haksızlık etmiş olurum. ama dili en iyi kullanan yazarlar listemde kendisini çok yukarılara yerleştireceğimi biliyorum. kelimelerle dans eder gibi, eğlenir gibi, tıpkı yap-boz oynar gibi oynuyor bu adam. muhteşem anlatım gücündeki ustalığa hayran kalıyorsunuz okurken. ayrıca o kadar güzel benzetmeler yapıyor ki, her seferinde yüzünü güldürüyor insanın. normalde kitapları çizerek, karalayarak okuyan bir insan değilim, kıyamam kitaplarıma. ama bu kitabı okurken altını çizmek zorunda hissediyorum kendimi. bu kitap bir tarantino filmi gibi. hatta pulp fiction 'a fazlasıyla benzeyen bir kitap. kurgulama yöntemiyle, uslubuyla ve hatta içi boş uzun diyaloglarıyla bir pulp fiction güzellemesi. zannediyorum ki yazar murat menteş de benim gibi bir tarantino hayranı ve hatta pulp fiction hastası. yani, öyle umuyorum hiç olmazsa. hatta kitabın bir bölümünde pulp fiction'dan bahsetmesi de bu tezimi doğrulayabilir. daha fazla söyleyecek laf bulamıyorum. sadece istiyorum ki bu kitabın filmi çekilsin. ama öyle çağan ırmak, mustafa altıoklar falan çekmesin. bir türk çekecekse onur ünlü çeksin, hatta mümkünse murat menteş'in kendisi çeksin (inanıyorum ki böyle meziyetleri de vardır), o da olmadı ne bileyim zeki demirkubuz çeksin. başkası çekmesin. hiçbiri de olmazsa tarantino çeksin, ben de sevinçten ağlayayım. yoksa bir gün ben filmini çekeceğim bu kitabın, o olacak...
Dublörün Dilemması
Dublörün DilemmasıMurat Menteş · İletişim Yayınevi · 200515,3bin okunma