Mehmet Salih Çelik

Mehmet Salih Çelik
@mhmtslh
Diyarbakır, 1994
53 reader point
Joined on October 2016
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
İbrahim'in seyahati Kierkegaard'ın Korku ve Titreme'sinin merkezî temasıdır. Kierkegaard'ın İbrahim'i, iman sınavında çektiklerinden dolayı yücedir. Ve İbrahim'in bu ıstırabı çekişi ve yüceliği, sosyal değerlerin tipik örneği olmasının aksine, onu kendi toplumundan ve sosyal usullerinden çok radikal bir biçimde koparmaktadır. Kierkegaard'ın bizi İbrahim'in yüceliği ile etkilemesinin çok özel bir amacı vardır. Aslında Korku veTitreme'nin İbrahim ve İbrahim'in Öyküsü ile ilgili olmadığı rahatlıkla söylenebilir. Söz konusu öykü, okuyucunun dikkatini bazı çok temel sorulara çekmek için kullanılmaktadır. Eser tartışma amaçlıdır ve bunu gerçekleştirmek için Kierkegaard, bizim öyküde anlatılan ıstırabın doğasına odaklanmamızı istemektedir. Korku ve Titreme'nin en kucaklayıcı genel mesajı; mevcut tartışmada iman nosyonu o kadar ucuzlatılmıştır ki, hakkında konuştuğumuz şey artık iman olmaktan çıkmıştır ve eğer İbrahim gibi kutsal figürleri ya da imanın Babası olması nedeniyle bilhassa İbrahim'i yüceltmek istersek, iman sınavından geçen İbrahim gibi olmanın nasıl bir şey olduğunu anlamak zorundayız. (Alıntı)
Korku ve Titreme
Korku ve TitremeSoren Kierkegaard · Ketebe Yayınevi · 20221,709 okunma
Reklam
134 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Nüfus cüzdanında belirtilenden çok daha fazlasını ifade eden ve içinde bir çok öğe barındıran kimlik için “beni başka hiç kimseye benzemez yapan şeydir” diyen Amin Maalouf, Ölümcül Kimlikler isimli bu çalışmasında kimlik ve aidiyet ilişkisini ve bu kavramlar ekseninde yaşanan sorunları etkileyici bir anlatımla gözler önüne sermektedir. Tek bir aidiyeti ön plana alarak kimlik tanımlaması içine girilmesinin yanlışlığını vurgulayan Maalouf, insanların bir çok aidiyetten oluşan tek bir kimliği olduğunu belirtmektedir. Bu noktada ise insanların hem kendi hem de karşısındakilerin aidiyetlerini kabul edip, saygı göstermeleri gerekliliğinin altı çizilmektedir. Özünde kimlik ve aidiyet ilişkisini sorunsallaştıran Maalouf’un bu eserine nesnel bir perpsektifle yaklaşılarak, eserde yer alan önemli fikirler, kavramlar, yazarın argümanları, örneklemeleri ve  çalışmanın anlatı düzeni gibi hususlar analiz edilmektedir. 
Ölümcül Kimlikler
Ölümcül KimliklerAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20197.8k okunma
335 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Herkes için ve hiç kimse için bir kitap diyor Nietzsche, Böyle Söyledi Zerdüşt romanına başlarken. Kendi deyimiyle en derin eser, insanlığa verilmiş en yüce armağan. Her birimiz birer dünyayız kendi içimizde. Her birimizin kendi hikâyesi vardır. Ruhumuzun derinliklerinde sakladığımız, kimseye göstermediğimiz alt benliğimiz, yaralarımız vardır. Kaçmak istiyoruz her şeyden. Usandık bizi yoran insanlardan, iş hayatımızdan belki de ailemizden. İşte Zerdüşt’te yaralandıkça her şeyden kaçmak isteyen o insanlardan. Otuz yaşındayken yurdunu ve yurdunun gölünü ardına bırakarak dağa çekildi Zerdüşt. Dağda on yıl zaman zarfında, bıkmadan, usanmadan hep ruhunu dinledi ve sonunda içinde, gönlünün derinliklerinde bir değişiklik duyumsadı. Zerdüşt her şeyden uzaklaşır ve bir mağarada tam on yıl geçirir. Bu on yıl içerisinde sadece düşünür ve sorgular. Belki de ihtiyacımız olan tek şey biraz yalnız kalmaktır. İnsanların arasında düşünce karmaşalarıyla geçirilen zamanımız, her kafadan çıkan sesler, düşünceler yoruyordur bizi. Her insanın mutlaka kendisini bulması gerekiyor. Tinimizin derinliklerine işleyen toplu yaşama arzusu bizi kendimiz olmaktan çıkartıyor. Toplum için yaşar hâle geliyoruz. Toplumdan dışlanmamak, bir nevi kendimizi kabul ettirmek için istemediğimiz durumlara sürüklüyoruz kendimizi. Böyle Söyledi Zerdüşt romanını okurken hayatı, gerçekleri ve benliğinizi sorgularken bulacaksınız kendinizi. Güzel bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız mutlaka okumanız gereken bir eser. (Alıntı)
Böyle Söyledi Zerdüşt
Böyle Söyledi ZerdüştFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202037.7k okunma