fikirlerin dünyayı yönetmesi ancak dolaylı yoldan, duyguların yardımıyla gerçekleşmektedir. Michelet şöyle bir saptamada bulunuyor: "Bir fikrin doğuşu, formül olarak ilk belirdiği an değil, kalbin gücüyle aşılandığı ve sevginin sıcaklığıyla beslendiği kuluçka döneminin ardından kabuğunu kırmasıyla gerçekleşir."
Sayfa 73
"Bir düşüncenin doğuşu, ilk olarak ortaya çıktığında bir formülden ve anlık bir olaydan fazlası değildir, düşünce gelişmeye ve bu düşünceye kalbin gücü aşılanmaya ve düşünce sevginin güçlü sıcaklığıyla beslenmeye başladığında dünya için meyvelerini vermeye başlar," diyor Michelet.
Sayfa 67
Reklam
Michelet sorar: Nedir devrim? Ve şöyle verir yanıtını: Hakseverliğin tepkisi, ebedi adaletin gecikerekte olsa yerini bulması, tanrısal yardımın yerine geçerek, adalet hüküm sürmeye başlar onunla.
Sayfa 208Kitabı okudu
Michelet şu saptamayı yapar:
"Bir fikrin öne çıkışı onun ifadesinin ilk kez belirmesinden ziyade kuluçka döneminin sona erişine işaret eder; aşkın güçlü hararetiyle sarıp sarma­lanan fikir , kalbin kudretiyle döllenir ve kabuğunu kırar." Spencer da haklı olarak "dünyaya yön verenin" duygular olduğunu savunur. Stuart Mili ise, "yeryüzünün hareketini keşfeden insani duygular ve tutkular değildir" diyerek ona itiraz eder. Kesinlikle değildir. Ama bu keşif güçlü duygula­rı yanına çekmiştir; onlar olmadan insan davranışları üzerin­deki etkisi sıfır olurdu.
Ne gördüğün nasıl baktığında ilgili
“Denizanası! Orkide! Sadece içgüdülerime boyun eğdiğimde, Balbec’teki denizanalarından iğrenirdim, ama denizanasına Michelet gibi doğabilim ve estetik açısından bakmayı becerdiğimde, gök mavisi, enfes bir çarkıfelek görürdüm. Denizanaları, taçyapraklarının saydam kadifesiyle denizin eflatun orkideleri gibi değil midirler?”
Michelet şu saptamayı yapar: "Bir fikrin öne çıkışı onun ifadesinin ilk kez belirmesinden ziyade kuluçka döneminin sona erişine işaret eder; aşkın güçlü hararetiyle sarıp sarmalanan fikir, kalbin kudretiyle döllenir ve kabuğunu kırar."
Sayfa 45 - Türkiye İş BankasıKitabı okuyor
Reklam
Tarih kaderle hürriyet, maddeyle zekâ, insanla tabiat arasındaki savaştır. Jules Michelet
Bir Fikrin Değeri
Michelet'nin dediği gibi; "Bir fikrin değeri ilk çıkış anında değil aşkın ısısıyla tomurcuklanıp kalbin gücüyle çiçek açtığı zaman belli olur."
336 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 9 days
Bir sinir hastasının 21 günü ~ Octave Mırbeau . Alıntılar; . Giysiler üzerime tam olmuş olabilir… Lakin taşıdıkları ruh kesinlikle bana uygun değil! . Hayatımda ikinci kez aklımdan kötücül, karanlık düşüncelerin geçtiğini hissediyordum, sanki bu düşünceler acı, keskin, baş döndürücü ve iğrenç bir koku salıyordu etrafa. . Devletin en mütevazı
Bir Sinir Hastasının 21 Günü
Bir Sinir Hastasının 21 GünüOctave Mirbeau · Üç Nokta Yayınları · 2020168 okunma
Elindeki işi bitirince, kütüphanede dizili duran kitaplara bakarak "Voltaire... Diderot.. Rousseau... Michelet... Tolstoy... Kropotkine... Anatole France... Hepsi çok güzel..." diye söylendi, "Ama neye yarar... Fikirler, kitapların içinde uyuyor... Gerçek ve mutluluk asla oradan dışarı çıkmıyor…
Reklam
"Her çağ bir sonraki çağın hayalini kurar. Gelecek! Gelecek!"
Michelet'nin cümlesine göre her çağın bağrında sonraki çağa doğru bir yönelim vardır ve bu geleceğe yöneliş kendini rüya biçiminde -dilek imgesi ve düşsel imge olarak- açığa vurur. Bir anlamda, geleceğe yönelmiş olan bu düşsel imge, bilindiği gibi ister Saint-Simon'la olsun ister Rousseau'yu eleştiren Fichte'yle, altın çağın arkamızda değil önümüzde olduğunu ilan eden modern ilerlemeciliğe özgüdür.
Sayfa 75 - Versus Kitap, 2009.Kitabı okudu
Michelet: "Her çağ bir sonraki çağın hayalini kurar. Gelecek! Gelecek!"
Sayfa 70 - Versus Kitap, 2009.Kitabı okudu
Jules Michelet
Gezintilerimizde rengarenk zambaklar taşıyan tüm kadınlar daha önce yas tutuyorlardı.
Michelet
Bir fikrin ortaya çıkışı, formüle edilmiş bir şekildeki ilk görüntüsü değildir. Sevginin kuvvetli sıcaklığıyla yoğrulup, kalbin gücüyle filizlenip geliştiği vakittir.
Sayfa 51 - YakamozKitabı okudu
“Eğer ruhumuzu binbir istikamete çevirmek istersek her çalışmamız derin bir sıkıntıya sebep olur. Teşebbüs aşamasında terk edilen çabalar ise şuurumuzda zararlı bir tefekkürden başka bir şey oluşturmaz. Michelet, De Goncourt'a şöyle derdi: “Otuzlu yaşlarımdayken fazla meşguliyetlerimden kaynaklanan şiddetli bir migrenden muzdariptim. Artık okumamaya ve bizzat kitap yazmaya karar verdim. O günden itibaren her sabah kalktığımda ne iş yapacağımı kesin ve net bir şekilde bilirdim. Zihnim yalnız bir konuda çalışmaya yoğunlaşırdı. Başımın ağrısından bu şekilde kurtuldum!” Gerçekten de böyledir. Birçok işi birden yapmaya girişmek muhakkak şiddetli bir yorgunluk meydana getirir. Her şeyi sırayla ve mükemmel şekilde yapalım. Sadece süratle ilerlemek için değil, aynı zamanda yorgunluktan kurtulup tamamlanmış işlerin büyük mutluluğuyla lezzet bulmak için de yegâne vasıta budur.” (Payot)
708 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.