Mustafa

Ama hastaların çoğu kez şunları söyleyerek ağıt yaktığını da duydum: "Bilgeliğe ulaşabilmem için şu ana, kanser vücudumu delik deşik edene dek beklememin gerekmiş olması ne acı." Bu ifade, te­rapistlerin önüne büyük bir sorun çıkartır: Bu tür bir değişim için gereken gücü, ivedi ölümün yoklu­ğunda -her zamanki hastalarımızla her zamanki işimizi yaparken- nereden bulacağız? Varoluşçu konulara karşı duyarlı olan terapistler, ölüme göre göze daha az çarpan, daha zor fark edilen sınır de­neyimlerini -örneğin yaşamdaki dönüm noktaları, emeklilik, yaşlanan beden, evden ayrılan çocuklar ve başkalarının ölümü- bu iş için kullanabilir. Doğum günü kutlaması gibi önemsiz bir olay dahi, da­ha derin yerlere inmek için önemli bir çıkış noktası olabilir. Bu tür günleri genelde kutlarız; ama konu­yu kısaca düşünmek bile bu kutlamaların ne işe ya­radığına dair bir soruyu akla getirebilir -bu günle­rin asıl işlevi, zamanın amansız acelesinin sert gös­tergelerini etkisiz hale getirmek değil midir?
Sayfa 43 - Turkuvaz KitapKitabı okudu
Reklam
Halihazırda harcayabileceklerinden da­ha fazla paraları varken, daha da fazlasını kazan­manın anlamsızlığını, akıl dışılığını fark ediyor ol­salar da, duramıyorlar. Ailelerinden, içten içe iste­dikleri şeylerden zaman kıstıklarını onlar da biliyor; yine de bu oyunu oynamaktan vazgeçemiyorlar. -“Para orada öylece duruyor," diyorlar bana, "yap­mam gereken tek şey, elimi uzatıp onu almak." Sü­rekli olarak iş anlaşması yapmaları gerektiğini his­sediyorlar. Bir emlak yatırımcısı, eğer duracak olursa yok olacakmış gibi hissettiğini söylemişti ba­na. Bu insanların çoğu can sıkıntısından korkuyor- can sıkıntısına dair en ufak bir esinti yüzünden dahi, oyunlarına geri dönüyorlar.
Sayfa 35 - Turkuvaz KitapKitabı okudu
Schopenhauer'e tekrar dönecek olursak, "Din alegorilerle, efsanelerle ifade edilmiş, böylelikle de insanlık tarafından tamamen anlaşılması, sindiril­mesi sağlanmış hakikattir." Ama dar görüşlü din hocaları alegorilerle metaforları kişisel hataları ne­ticesinde tarihsel gerçeklerle karıştırdıklarında; ya da bu yönde eğitim vermek için kasıtlı bir seçim ya­parak, İncil'e özgü otorite anlayışını mantığın her türlüsünün yerine koyduklarında, bazı öğrencileri­ni konudan soğutma riskiyle de karşı karşıya kalırlar; işte ben de, erken yaşlarda konudan soğumuş olanlardan biriydim.
Sayfa 19 - Turkuvaz KitapKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Bir Buruk Dinginlik*
bakarsın bir daha yazmam, tek sözcük bile yüzüm yağmurlar ortasında yitik ve sesim dipsiz bir uçurumun koynunda eriyip gider ne mermere kazınacak bir sözüm var zaten ne de çağların ötesine taşıp gitme hevesim. yaşamın bana sunduğu bir ayrıcalık mı, bilmem elimi sürdüğüm her şeyden göveren sözcükler ve bu görüntü tufanı, durup dururken... bakarsın bir daha yazmam, tek sözcük bile artık bütün kağıtlar dolu, kalemler boştur yıkılır yüreğimden beynime kurduğum köprüler de bir kapı usulca örtülür, bir adam unutulur belki o şeydedir mutluluk, o buruk dinginlikte. bakarsın bir daha yazmam, tek sözcük bile...
Sayfa 62 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Yaşamın Ufuk Çizgisi
yaşamın ufuk çizgisindeyim ölümle dirimin birleştiği bir kör noktada… uzun ve bir o kadar da acı bir ömrün önsözünü bitirdim alnımdan yüreğime köprüler çatarak yıllar boyunca. tufanlar çağında doğdum
Sayfa 11 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Sayıklamalar
xxx. sanki yağmurlar mı paslanacak ben gidince herkes işine gücüne bakacak -ölümün ömrü üç gün ve ardında kalbim ve ardımda kalbim -ki o bile kalmayacak ey benim bir türlü seyrelmeyen gönlüm kimse sana ağ atmayacak
Sayfa 545 - KırmızıKedi YayıneviKitabı okudu
Dikenli Kazak*
kalbimden kovdum seni ki, baktım aklımdasın bütün hava sahası ihlalleri sende şehir yağmalamaları sende göğüm bozbulanık, camlarım kırık kızağımda teknesiz bir yelken ki, denizlerinde boğulmak zorunda mıyım kül altında kor arama betonlar arasında üfleyecek bir rüzgar kelepçelerime anahtar olamazsın çünkü bir yaz sıcağında ben kendimi yaktım ve tutuklandım hayatın son düğmesini dikmeye çalışma bırak kopuk kalsın üstümde dikenli tellerden örülmüş bir kazak çevremde ateşten bir akrep çemberi ama yalnızlıksa bu benim yalnızlığım
Sayfa 530 - KırmızıKedi YayıneviKitabı okudu
Yanlış Coğrafya i.
yanlış insanlar coğrafyasında şair figürleri çiziktiriyoruz boyuna ara sıra yağmur duasına çıkıyoruz kel kalmış dağlarımızı türbanla filan örtemiyoruz bana kalırsa umut yok da, bu umutsuzluk da değil sanki dört-beş kalple ancak yaşayabiliyoruz şairler yalaka, şiirler umarsız dilimizde şikayet denen o yarasa kime, neye ve niye - onu da bilmiyoruz eksiden de böyle miydi, bence böyleydi çekirdek çitler gibi mayın döşüyorlar yollara biz, kimsek artık, üç şehit üç çocuk ölüyoruz ağlıyoruz dağlarda yine ölüyoruz olası bir marmara depremi dört gözle bekleniyor anlı şanlı profesörlerin makam odalarında dangalaklar, fay hatları çoktan kırıldı kalbimin doğusunda kalbim kaldıysa...
Sayfa 524 - KırmızıKedi YayıneviKitabı okudu
Pencere
pencerene kar buğusu bıraktım belki adımı yazarsın diye belki beni çizersin diye pencerene kar buğusu bıraktım külüm şenlendi, kanım ısındı yine neye baksam kar, neyi görsem kardan iplik iplik tütüyorum göğün bacalarından belki beni seversin diye kar soludum sanki, açtım pencerene kar buğusu bıraktım…
Sayfa 507 - KırmızıKedi YayıneviKitabı okudu
Pırasa
parmaklarım akar on damla yağmur gibi tırnakları gökyüzleri kadar mor ıssız ömrüm, tam işte böyle gecelerde seni düşünmesem olmuyor gönlüm hayta, puroyla rakı içiyor ben bir gecede mi sevmiştim ki seni bütün uzuvlarım kor, yatak dangalak pazarda soğan da var, pırasa, elma ve bilcümle nebat, aklına ne gelirse yani şimdi bu bir aşk şiiri mi oluyor ben kendimi vururum, bunu iyi bilirsin yenimden düşmüş saklı bir silahla...
Sayfa 474 - KırmızıKedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Öyle*
öyle çok sevdim ki öyle özledim ki seni yağmurlardan artakalmış toprak kokusu ıslak ve buğulu şimdi tam melekleri çağırmanın vakti kendime bakmalıyım gece ıssız ve soğuk yerine göre kötü şiirler de yazmalıyım tahin helvası dulavratotu bilahare öyle çok sevdim ki bu yalnızlıklar mezbahasında hiç kendine çarptığın oldu mu birdenbire köşebaşında evet, önce sana sonra kendime bakmalıyım...
Sayfa 473 - KırmızıKedi YayıneviKitabı okudu
Kazı
insan hayatta bir tek kadını sever insan hayatta bir tek şiir yazar insan hayatta bir tek denizi kucaklar insansa... tüylerim diken diken gökyüzüne bakınca çok değil mi şu içilen rakı şu ızgara lüfer, mercan, istavrit çok değil mi bize denizdeki ay çarpması beğenmiyorsan ittir artık insan hayatta tek günü yaşar insan hayatta o günü çoğaltır ardından gelen varlığı öne çıkarır adamsa... gözlerim ürperiyor bir çocuğa bakınca deniz yüzeyi, çöl kumu, silme başak rüzgarda, var git yüreğim artık yürük bir umut buğusu ayaklarımda kalbim bir vaha cemaziyelevvel sıcağına gel yine de ağustos diyelim buna insan hayatta bir tek ölüme doğar insan hayatta bir tek taşı öper eğer kazılacak bir adı varsa toprağa…
Sayfa 420 - KırmızıKedi YayıneviKitabı okudu
Körebe*
çok uzakta biri var sanki beni bekliyor günlerin ayların yılların tükendiği bir yerde çok uzakta biri var... tüylerimin seyirmesinden anlıyorum ayaklarımın geri geri gitmesinden her şehirde ve nedense biraz soluklanıyorum önümde hep ikinci bir kadeh sağımda solumda sarmaşıklar zakkumlar durup durup ardıma baktığım doğru çok uzakta biri var... burcumun üstüne iliştiriyor burcunu düşünerek uzaklaşıyor benden unutarak yakınlaşıyor sanki çok uzakta biri var kaçarak seviyor beni.
Sayfa 355 - KırmızıKedi YayıneviKitabı okudu
Akasya, Seviyorum...
su, taşı dürtüyor şimdi yağmur bulutu çocuk annesini- uyan, artık eskisi gibi değil dünya seviyorum günyüzü görmemiş bir dalın hüznü akıyor damarlarıma iliklerimi yakıyor
Sayfa 349 - KırmızıKedi YayıneviKitabı okudu
Cihangir Miyavlaması
zaman: durmuş gibi cihangir'de pazar günü şaşkınım olmayan uykumu bölüyor bir akordeon sesi bir çocuk ufarak sarı saçlı eminim kara gözlüdür görünmüyor uzaktan gözleri görünmüyor ki sokak derin uykularda duyulmuş şey değil cihangir'de geldiğim günden beri gurbetliğimden beri son travesti son bira şişesini yere çaldığından bu yana kaç
Sayfa 339 - KırmızıKedi YayıneviKitabı okudu
314 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.