Şeytani
Merhabalar :) Bugün Rus Edebiyatı'nın en büyük kara mizahçılarından ve ironi cambazlarından biri olan Mihail Afanasyeviç Bulgakov'un "Şeytani" adlı eseriyle geldim. Kara mizah deyince Gogol'ün yeri ayrıdır bende. Ama Bulgakov da en az onun kadar başarılı. 1891'de Kiev'de doğan yazar, genç yaşta doktorluğu bırakıp
HAYATIN VE ÖLÜMÜN SAATİ
Merhabalar,
Köpek kalbi, usta ve margarita, Genç bir doktorun anıları eserleriyle tanıdığımız Sovyet Rus roman ve oyun yazarı Mihail Afanasyeviç Bulgakov'un bir eserini daha deneyimleme fırsatı buldum. 1920'li yılların Moskovasını anlatan yazar; kırım Moskova Savaşı'nın yani sıra, siyasi ve toplumu ekonomik yapısını kinayeli bir dille kaleme almıştır. rejim eleştirisi ile de dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Halkın üst ve alt tabakasına bakış açısını da dönemin şartlarına göre yerden yere vurmuştur. Yazardan okuduğum ilk öykü kitabı. 56 sayfalık eser diger kitaplarının yanında sönük kalsada kısa bir soluklanma için okunabilir. Kalemiyle tanışmak isteyenler için diğer eserlerini deneyimleyebilirsiniz. Ama şu var ki Rus Edebiyatı her zaman farklı bir deneyim yaşatıyor. Sevgiler..
Mizah yeteneği ve keskin yergileriyle tanınan Rus yazar Mihail Afanasyeviç Bulgakov'un en çok tartışılan yapıtırdır.
Kitap ilk olarak kemeraltında ölüme terk edilmiş bir köpek olan şarik'in ağzından anlatılmaktadır. İyi niyetli görünen bir profesör tarafından fark edilir ve profesör şarik'i evine götürür. Başlarda her şey çok güzel ilerler, şarik'in keyfi yerindedir. Fakat daha sonra profesör bir suçlunun er bezleri ve hipofiz bezini şarik'in kilerle değiştirir ve bundan sonra şarik'in kaba saba bir insana dönüşmesi ve profesör'ün kabusa dönen hayatı anlatır.
Bazı diyaloglarını anlama da güçlük çektim, tekrar tekrar okumak zorunda kaldım. Lakin okumama değen bir kitap olduğunu ve çıkarılacak çok fazla dersin olduğunu düşünüyorum. Tavsiye edeceğim kitaplardan birisi olduğunu da söylemek istiyorum.
Köpek Kalbi - Kitap İncelemesi
Mihail Afanasyeviç Bulgakov mizah yeteneği ve keskin yergileriyle tanınan Rus yazarın kitabıdır.
1925’te yazılan Köpek Kalbi, benzerleri gibi sansüre takılıp ancak 1968’de ABD’de basılma imkanı bulmuştur. Rusya’daki okurlarına ise 1987’de ulaşabilmiştir. Komünistlerin küçük burjuva eğilimleri üstünde yeni bir Sovyet insanı yaratma ideallerini
Ölümcül Yumurtalar
Uzun zamandır inceleme yazmamıştım.Ancak bu kitabı mutlaka yazmalıyım diye düşündüm. Dahi Zooloji Profesörü Vladimir İpatyeviç Persikov, canlı organizmaların üreme hızlarını arttıran ve onları devleştiren yeni bir "kızıl ışın" keşfeder. Işın alan kurbağaların hızla çoğaldığını ve vahşice birbirini yediğini görünce ne yapacağını bilemez.Nasıl öğrendiklerini anlamadığım bir şekilde bu durum öğrenilir ve bir gazeteci yanına gelerek ondan öğrendiklerini gazeteye yazar. Sovyetler bu bilgiyle çalkalanır. O sıralarda Sovyetler Birliği 'nde tavukların hızla ölümüne neden olan bir salgın ortaya çıkar. Ve Persikov'un peşine düşerler. Bu bilimkurgu kitabı iktidarın ve bilginin kötüye kullanılmasının sonuçlarını eleştiren müthiş bir sistem eleştirisidir. Mihail Afanasyeviç Bulgalov bence keskin kalemi olan ve değeri çok bilinmeyen bir yazar. Her kitabını hayranlıkla okumaya devam edeceğim
morfin
Merhabalar, bugün Rus Edebiyatı'nın en büyük ironi cambazlarından biri olan Mihail Afanasyeviç Bulgakov'un "Morfin" adlı kitabıyla geldim. Morfin, aslında bizde "Genç Bir Köy Hekimi" ya da "Genç Bir Doktorun Anıları" olarak bilinen kitabın içindeki bir öyküdür. Genç doktor Bomgard, taşradan şehire atanalı birkaç ay olmuştur. Devrim zamanında, şiddetli kar fırtınasında bir meslektaşına yardım edebilmek için zorlu bir yolculuğu göze alır. Dr. Polyakov, Dr Bomgard'ın eski yerine gönderilen doktordur. İntihar eder ve ölmeden önce arkadaşına bıraktığı günlükte, ölümüne neden olan morfinin onu nasıl bir bağımlı haline getirdiğini anlatır. Yani kitabın sonu, başından belli. Ama buna rağmen merakla okuttu. Tahmin edebileceğiniz gibi kitabın büyük bir bölümü günlük şeklinde yazılmış.Ben bir çırpıda okudum ve çok beğendim. Bu, yazardan okuduğum üçüncü eser oldu. Bulgakov'la maceramız devam edecek gibi duruyor. Çünkü çok seviyorum tarzını. Eğer siz de Sovyet Edebiyatı'nın bu yasaklı ustasının kalemini merak ediyorsanız, bu öyküyü okuyun derim. Şimdilik bu kadar. Sanatla, kitapla ve sevgiyle kalın.
