Yanlış anlaşılmalar da fikir ayrılıkları gibi diğer insanların bize benzemediğini, hatta bizden çok farklı olabileceklerini gösteren çok değerli hatırlatıcılardır. Çünkü aslında biz, sadece kendimizi gerçekten biliriz; dünyaya karşı tekbenci bir bakış açısına sahip ol- mak doğal bir eğilimdir. Yanlış da olsa karşımızdaki kişinin mantığının ve motivasyonlarının bizimkilere benzediğini varsayarız. Fakat elbette onların farklı hikâyeleri, gelenekleri, deneyimleri ve bakış açıları vardır.
Entelektüel olarak bunu biliriz fakat yine de birinin beklentilerimiz ya da hayallerimizin dışında şeyler düşünmesi ya da davranışlar sergilemesi her zaman rahatsız edici bir farkındalık ârıdır. Yanlış anlaşılmalar, birer fırsat olarak görülebilir. Bunlar aslında daha dikkatli dinlememiz ve daha derinlemesine araştırmamız için birer ilham kaynağı ya da itici güçtür. Miles Davis'in sözlerini alıntılayacak olursak, "Söylediğim her şeyi anlasaydın, ben olurdun."
Sayfa 119Kitabı okudu
Hatalardan korkmayın hata diye bir şey yoktur. 'Miles Davis'
Sayfa 105Kitabı okudu
CAZ'IN KISA TARİHİ:
"Caz, direkt olarak Avrupa geleneğinden gelmeyip tamamen Amerikan kökenli az sayıda sanat biçiminden biridir. Caz, gospel müziğine ve ABD'nin güneydoğu eyaletlerinin blues müziğine dayanan
köklerinden yavaş yavaş şekillenmiştir. Louis Armstrong, Miles Davis, Charlie Parker ve John Coltrane gibi daha birçok yenilikçi caz müzisyenin vasıtasıyla çabucak gelişim göstermiştir."
Sayfa 186Kitabı okudu
Muhtemelen o zamanlar Kastamonu’da trompete kendini bu kadar adayan, bu kadar aşık olan başka kimse yoktu. Babamı bu enstrümana delice bağlayan, bir tesadüf sonucunda Miles Davis olmuş. Nereden nereye? Amerikalı efsane cazcı Davis, Kastamonulu Muzaffer’e ilham kaynağı oluyor,
dünya saçma bir yer.
Sayfa 242Kitabı okudu
M: Ruh hastaysa beden hasta olur. Bu kadar basit aslında.
P: Ruh nasıl hasta olur?
M: Ruhu besinsiz bırakırsan bir süre sonra çöker.
P: Neyle beslenir ki ruh?
M: Vivaldi, Mozart, Çaykovski, Miles Davis, Louis Armstrong, Müzeyyen Senar, Âşık Veysel, Da Vinci, Picasso.
Pınar: Müzik, sanat?
M: O kadar basit değil. Neden müzik? Neden sanat? Düşünsene sanatla uğraşan ustaları. Yarattıkları sanat eserleri onlara mı ait sanıyorsun?
P: Anlamadım.
M: Alıp götürdüler mi yanlarında?
P: İnsanlığa bıraktılar.
M: Yaratım frekansında olağanüstülük ve mükemmellikle ortaya çıkar bir sanat eseri. Asla kişiye ait değildir. İnsanlığa bırakılan bir mirastır.
