Birinci Dünya Savaşı meydanlarında, askerler korkunç psikolojik acılar çektiler. Öyle ki nörologlar, psikiyatristler, doktorlar, hemşi­ reler ve diğerleri, tehlikeyi anlamak ve tedavi etmek için mücadele ettiler. Savaşın sonunda zihnen travmatize olmuş ancak fiziksel yara almamış askerler vardı -bazıları cepheye yaklaşmamıştı bile- felç­ liler, körler, taş kesilenler, başı dönenler, unutkanlaşanlar, dehşete kapılanlar, halüsinasyon ve kâbus görmeye başlayanlar vardı. Birinci Dünya Savaşında sadece Müttefik Kuvvetleri arasında 1,6 milyon asker, zihnen yaralandı. Psikanaliz, bilinçdışındaki eski çatışmaların bazen çocukluğa uzandığını öne sürerek, bu yeni fark edilen savaş sonrası nevrozuna açıklama getirdi. Diğerleriyse, hasta numarası yapıldığından şüphelendi. Hasta bakıcılar, etkilenen askerleri ya­ tağa aldılar, yalnız kalma hapsi ve disiplin cezaları, elektrik şokları verdiler ve askerlerin sağlıklarına tekrar kavuşmaları için karakter oluşturma konuşmaları yaptılar.
Sayfa 55 - Pegasus yayınları Ocak 2018Kitabı okuyor
مِ وَمَنْ يُؤْتَ الْحِكْمَةَ فَقَدْ اُوتِىَ خَيْرًا كَثٖيرًا Kur’an-ı Hakîm’in hikmet-i kudsiyesi ile felsefe hikmetinin icmalen muvazenesi, hem hikmet-i Kur’aniyenin insanın hayat-ı şahsiyesine ve hayat-ı içtimaiyesine verdiği ders-i terbiyenin gayet kısa bir fezlekesi, hem Kur’an’ın sair kelimat-ı İlahiyeye ve bütün kelâmlara cihet-i
Sayfa 130 - Envar NeşriyatKitabı okudu
Reklam
- "Binlerce galaksinin yalnız bir tanesinde, bize bir gözbebeğinin ortasındaki pırıltı kadar küçük görünen bu yıldızlardan otuz milyar kadarı sayılabilmiştir," dedi, "milyonlarca ışık yılı içinde yüz milyarlarca yıldız daha var ve bunlardan çoğu yüz binlerce arz küresini içine sığdırabilecek kadar büyüktür. Milyon kere milyon defa arzı içine alabilecek dev yıldızlara bile rastlıyoruz. Bu sonsuzluğun daha birinci merhalesinde idrakimizin soluğu kesiliyor. Kavrayamıyoruz. Dehşete düşen Pascal'ı daima hatırlıyoruz. Mıymıntı zekâmızın rahatını kaçırmamak için, başımızı en kolay izahın yastığına koyuyor ve insanın hayalini çatlatan bu genişlik ve büyüklük ölçüsü içinde, sayısız dünyalardan her birini kendi yüceliğine nispetle bir atom kadar küçülten ulu kâinatın bir kıyıcığında, hayatın yalnız bizim dünyacığımızda ve şuurun yalnız bizim kafacığımızda bir tesadüf eseri olarak bulunduğunu sanıyoruz; mânâyı kendimizde hapsediyor ve bütün bu sonsuzluğun ve yüceliğin mânâsız bir doluluğu kapladığına ve tekrarladığına hükmedip çıkıyoruz. Sanki bu enginliği dolduran bütün dünyalar bizim içimizle hiçbir münasebet kabul etmeyen dışarılık ve ablak bir objeler âlemidir. Sanki insan ve kâinat, iki zıt mahiyet içinde birbirini iki yabancı gibi seyrediyor. İkisinin de birbirine aynı mânâ nizamı içinde bağlı olduğunu bir bedbaht şimşeği içinde idrak ettiğimiz hâlde inkâr ediyoruz. Münasebetlerden başka hakikat tanımayan ve mahiyetlerin önünden kaçan maddeci ilim ve felsefe, ana dâva önünde, insan zekâsını bu kadar sefil bir intihara sürüklemiştir."
Sayfa 318Kitabı okudu
*** Aynı zihinde yer alan karşıt düşünceler birbirini yok eder ve ışığa dönüşürler. Herhangi bir düşünce, karşıtıyla karşılaşırsa özgün halinden eser kalmaz. Karşıtından mutlaka etkilenir ve değişir. Bu da yok olduğu anlamına gelir. Aynı zihindeki karşıt düşünce baskısına çelişki denir. Zihin, çelişki karşısında birbirini parçalayan düşünceleri
EVRENİN POTANSİYELİ DELİLİ 'Ne kadar maharetli olursanız olun herhangi bir şeyden ancak o şeyin potansiyelinin imkân tanıdıklarını oluşturabilirsiniz. Bir şeyin potansiyeli, o şeyin olması mümkün olan bütün hallerini ifade eder. Örneğin bir kutudan çıkan legoları düşünün; bu legolardan oyuncak bir araba, bir ev, bir zürafa
Ukrayna
Ukrayna, Rusya'nın batısında, nüfusu yaklaşık 45 milyon olan geniş bir ülkedir. 1654'ten beri, Birinci Dünya Savaşı'nın son döneminin ve 1941'de Hitler'in işgalinin oluşturduğu iki istisna dışında Ukrayna, Rusya'nın parçası olmuştu. Ülke, Rusya'yla olan güçlü kültürel bağlarını korumaktadır ancak yurttaşlarının çoğu -yaklaşık yüzde 67,5- kendi devletinde yaşamayı tercih etmektedir ve Sovyetler Birliği çöktüğü sıra­ da bağımsızlığı seçmiştir. Ukrayna dili Rusçaya çok benzeme­sine rağmen, kendi kültürlerinin benzersiz olduğunu iddia ederler. Halkın yüzde 30'u kendi çevrelerinde Rusça konuşur ve bu azınlığın içinde yer alan pek çok kişi ülkenin Rusya'ya dönmesini ister. İki sebepten ötürü Putin'in yeniden birleşme arzusu çok güçlüdür. Bu, Rusya'nın yeniden prestij kazanması için önemli bir adım olacak ve Batı'nın Doğu Avrupa'daki nüfuz alanını genişletmesini önleyecekti. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra komünist denetime giren sekiz ülke, 1949' da kurulu­şundan beri amacı demokrasiye bağlı ülkeleri savunmak ve Sovyetler Birliği'nin, 1991'den sonra da Rusya Federasyo­nu'nun hakimiyetini önlemek olan NATO'ya katılmıştır. Pu­tin, Ukrayna'nın bu askeri ittifaka katılmasından korkmakta­dır. Gerçekleşmesi halinde bu katılım Putin'in, Rusya'nın ve kendisinin uluslararası meselelerde nüfuzunu artırma planla­rını önemli ölçüde engelleyecektir.
Sayfa 325Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.