Henry Prost sözde büyük camiler yaptıracaktı...
Prost ilk darbeyi Saraçhane-Unkapanı arasına vurur. Atatürk bulvarı açılırken yıkılan eserler sanat tarihçilerinin yüreğini yakar ama ses çıkaramazlar. Bir kere burası istanbul sanatkarlarının özellikle dericilerin yoğun olduğu bir çarşıdır. Çandarlı İbrahim Paşa Hamamı ,Altuncuzade Tekkesi ve Süleyman Halife Sübyan Mektebi bir yana İMÇ blokları altında kalan Hoca Teberrük Mescidi sanat devri çok yüksek bir binadır. Revani Mescidi hiç gereği yokken yıkılır.Divan Edebiyatı'nın ünlü isimlerinden Revani Çelebi'nin mezar taşı bile kırılır. Firuzağa Mescidi 2.Bayezıt devri eseridir ve yola tesadüf etmez. Buna rağmen bileti kesilir ,ortadan kaldırılır. Azepler Mescidi, Hoca Sinan tarafından yaptırılan ve Fatih'i gören bir binadır ama hamamı ile birlikte yola katılır. Tüfenkhane Mescidi bir Kanuni devri eseridir arsası üç kuruşa satılır.Saraçhane mescidinin üzerinde ise şu an resmi daireler vardır. Prost bununla doymaz ikinci yıkım dalgası ile(1955-1957) yol kenarında kalan mescitleri ayıklar. Mesela diyeceksiniz. Mesela Zeytinciler mescidi bu furyada uçar. Mimar Ayas Mescidi'nin(Horhor caddesinin başındadır) yolla alakası yoktur ancak cemaat "size daha büyük bir cami yaptıracağız" vadiyle kandırılır. Cami kaşla göz arasında boşaltılır ve buharlaştırılır. Voynuk Şücaeddin (Arabacılar) Camii'nin yıkım emrini kimin verdiği hiç anlaşılamaz.Hazire bile darma duman edilir. İstanbul'un ilk belediye başkanı Hızır Bey'in mezarı zor kurtarılır.Arsası tekrar camileştirilmesin diye üzerine İMÇ blokları yapılır.
Sayfa 242Kitabı okudu
Halkımız içinde bir zümre var ki yalnız "bilmediğini bilmez", bundan başka her şeyi bilmek iddiasındadır. Hekim değildir, lakin hekimleri küçümser, önüne gelene ilaç tavsiye eder. Evlenmesini asla bilmemiş, içi dışı çirkin bir karı almıştır; böyleyken her gence evlenme usulü öğretir. Birçok para harcayarak yaptırdığı ev ahıra benzer, mamafih Mimar Sinan'ı bile beğenmez...
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
" Kültürümüz elden gidiyordu, ona sahip çıkmalıydık. Ömründe hiç Itrî yahut Dede Efendi dinlememiş, Mimar Sinan'ın herhangi bir eserine şöyle bir kere olsun alıcı gözle bakmamış, Fuzûlî'nin tek mısraını bile ezbere okuyamayan ağabeyler "Sinan'lar, Dede Efendi'ler, Fuzûlī'ler, milli kültürümüz, mefahirimiz..." diye söze başlar, hamasi nutuklar atarlardı. Tamam da, bu büyük sanatkârlara bu muhteşem eserleri yaptıran güç nasıl bir güçtü? O ölçülere nasıl ulaşmışlardı? Eserlerini verirken hangi dünya görüşüne dayanmış, hangi estetik ölçüleri uygulamışlardı? Bana Mimar Sinan'dan şu somut yapılar dışında kalan ne? Kısacası, demir leblebi cinsinden bir yığın soru..."
Pasteur yüz binlerce insanın hayatını kurtaracak olan kuduz aşısını bulduğunda altmış yaşını aşmıştı. Mimar Sinan, Süleymaniye Camiini bitirdiğinde yetmişinden fazlaydı. Selimiye Camiini tamamladığında ise seksen altı olmuştu... Galileo, Ay’ın günlük ve aylık çizimlerini yaparken yetmiş üç yaşındaydı... Charlie Chaplin, yetmiş altı yaşında film yönetmenliği yaparak hâlâ işinin başındaydı... Goethe, en büyük eseri Fausfu ölümünden bir yıl önce, yani seksen iki yaşında bitirmişti.
Şaban'a selam olsun:D
Müfettiş, — İstanbul'u kim fethetti? diye sormuş. Ben ezberlediğim cevap sırasına göre, — Babam... dedim. Müfettişin, soruların sırasını değiştireceğini önceden hiç düşünmemiştim. Müfettiş ayağını yere vurup bağırdı: — İstanbul'u kim fethetti, diye soruyorum. — Babam, efendim. — Senin baban kim?... — Mimar Sinan. — Ağzından çıkanı duymuyor musun oğlum. Babanı soruyorum, Mimar Sinan diyorsun. İşte ancak o zaman kırdığım potu anlayabildim! Ama heyecandan, Müfettişin de bağırmasından öyle şaşırmıştım ki, bitürlü kendimi toparlayamıyordum. — Peki, Mimar Sinan ne yaptı? Artık büsbütün şaşırmıştım. O şaşkınlıkla, — İstanbul’u fethetti efendim... diye bağırdım. — Kim? Sözde yanlışımı düzeltmek için, — Mimar Süleyman... dedim. — Süleymaniye Camisini kim yaptı öyleyse? — Sultan Sinan Fatih... Kelimeleri birbirine karıştırdığımı sezinliyordum ama, artık toparlananııyordum. Müfettiş öyle kızmıştı ki, kızgınlıkla o da şaşırıp, — Oğlum, dedi. Amerika’yı yapan Mimar Sultan Mehmet’tir, Süleymaniye Camisini de keşfeden Fatih Sinan'dır.
Bakın Mimar Sinan var ya, 375 civarında eser bıraktığı söylenir günümüze. Mimari alanındaki yeteneğini düşünün. Bugün doğsa, şu anki eğitim sistemine girse, yeminle KPSS'ye hazırlanıp, devlette işe girmek için partilerde tanıdık torpil aranıyordu. Ruhunu bitirmiştik adamın.
Sayfa 143 - Elma YayıneviKitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.