Mimoza Sürgünü
Nazan Bekiroğlu 'nun kalemini sevenlere tavsiye ederim..
Kitap Deneme türünde..ben çok sevdim ..sanki hikayenin akışındaymışsınız hissi veriyor...her bir cümlesi ayrı güzel... anılarını ,gezilerini anlattığı bir kitap..
.
--Leyla 'nın mahallesindeki köpeğin gözlerini öper Mecnun.Psikoloğa göre davranış bozukluğu.. Edebiyatçı ise bu davranışın önünde saygıyla eğilir ...--
Hüküm , kalbi niyet kadar kişiye özel değil...
.
"Niye savaşır ki insanlar şu herkese yetecek dünyada?" diye sormamam gerektiğini biliyorum artık. Böyle bir soru, dünyanın cennet olduğunu zanneden saf kalplerden geçebilir ancak. Oysa dünyanın cennet olmadığını öğrendik nicedir.
Modern zamanların teknolojisi dünyayı tekeline alalı beri
hayatimızdan çıkan figür: Terzi.
Hangi tezgahın önünde dursam bana sıra gelmesi için dakikalarca bekliyorum. Fakat sıkılmıyorum. Çünkü burası elinden
iğne iplik geçen kadınların tanışıksız birbiriyle sohbet ettigi bir yer. Burada kadınlar birbirinin dilinden anliyor. Herkes mutluymuş zannediyorum; bu mutluluğun bana da
sirayet etmesi gecikmiyor.
"Dikmek daha iyi, hem daha
ucuz hem daha güzel oluyor; bilmeyenler alıyor mecbur," diyor.
"Mecbur!" diyorum ben de.
.....manifatura magazasından nasıl mı çıktım? Münzevi cumartesime katilmis tatlı kumaş sohbetlerinin yüzümde asılı kalmış
tebessumu ve ne yapacağımı bilmedigim bir yığın kumaş ile.
"Havf var ama recâ var. Celâl var ama cemâl var. Havf ile recânın, celâl ile cemâlin arasında bir yer var. Ümitvarım, merhamet var, Rahmanürrahim olan var. Yok değil, benim bunda kararım var."
Yanından geçip giden okyanusları tanımayan ummanlar var. Hatırlama an meselesi, tanımak birdenbire. Amma ki zaman geçip gider, her şeyin zamanı var, zamansızlığı var.
Çünkü en zayıf olduğum yerden sınanmış en hassas olduğum yerden vurulmuşum. Hangi yanımdan yara alsam o yanımdan ağrımışım. Taşıyamam zannettiklerimi taşımış, taşırım zannettiklerimin
Altında kalmışım. İçimdeki ummanı önce sızdırmış sonra taşırmışım.