Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
152 syf.
9/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Cin Peri Hep İçimizde Mi
Açıkçası uzun süredir Türk bir yazar okumuyordum. Uzun süre sonra kendi içime, kendi toplumumuza geri dönmek, hep içimde kalan unuttuğum küflenmiş bir şeyleri yeniden gün yüzüne çıkartmak, solmak üzere olan bir çiçeği yeniden sulamak gibiydi. Beni hem korkuttu, hem de derinden sarstı. Ve toplumun cinli, perili, hocalı gerçeklerini bir kere daha hatırlattı. Yanlı bir bakış açısı olduğunu düşünsem de (bazı dini görüşlere karşı gibi), üslubu ve anlatılanları çok beğendim. Kimlik çatışmaları, gerçeklerin reddedilmesi gibi bir çok psikolojik soruna da hikayesel bir dille değinilmiş. Başarılı buldum ve bir solukta da bitirdim zaten.
Beş Sevim Apartmanı
Beş Sevim ApartmanıMine Söğüt · Can Yayınları · 20226,6bin okunma
Hakim yaşlı çifte sormuş: "Bunca yıldan sonra niçin ayrılmak istiyorsunuz?" Yaşlı kadın cevaplamış: "Hakim Bey, bir ay öncesine kadar aklımda böyle bir şey yoktu. Eşim bana bir mine çiçeği getirdi. Ben de çiçekleri çok severim, çiçek çok sulanması gereken bir çiçekmiş ve eşim, düzenli aralıklarla sulanmadığında öleceğini söyledi. Ben kemik rahatsızlıkları olan bir insanım. Geceleri uykumdan kalkıp çiçeği sulamam gerektiği halde, bir gün fark ettim ki eşim bir kez olsun benim ağrıma rağmen gece kalkıp da çiçeği sulamadı. Bunun üzerine ben de bu kadar düşüncesiz bir insanla yaşamamam gerektiğine karar verdim." Hakim kadına hak vermiş, ama adettendir diye bir de adama sormuş "Senin söyleyecek bir şeyin var mı?" Yaşlı adam cevaplamış: "Eşimin anlattığı her şey doğru, tek bir şey dışında. Mine çiçeği çok sulandığında ölür. Karımın kemik rahatsızlığı var ve iyileşmesi için düzenli egzersiz yapması gerekir ama eşim bunu yapmadığı için ben bu yalanı buldum. Çiçeği ölmesin diye her gece kalkmak zorunda kaldı. O her uyandığında ben de uyanık olurdum, işini bitirip uyuduğunda, gidip çi-çeğin suyunu boşaltır, peçetelerle toprağını kuruturdum. Sonra da yatağa gelip bana hayatı güzelleştiren, canımdan çok sevdiğim eşimi doyasıya sevdiğimi düşünürdüm."
Reklam
Hakim yaşlı çifte sormuş: Bunca yıldan sonra niçin ayrılmak istiyorsunuz? Yaşlı kadın cevaplamış: Hakim Bey bir ay öncesine kadar aklımda böyle bişey yoktu. Eşim bana bir mine çiçeği getirdi, ben de çiçekleri çok severim. Çiçek çok sulanması gereken bir çiçekmiş ve kocam düzenli aralıklarla sulanmadığında çiçeğin öleceğini söyledi. Ben kemik rahatsızlıkları olan bir insanım. Geceleri uykumdan kalkıp çiçeği sulamam gerektiği halde, bir gün farkettim ki kocam bir kez olsun benim ağrıma rağmen gece kalkıp da çiçeği sulamadı. Bunu üzerine ben de bu kadar düşüncesiz bir insanla yaşamama gerektiğine kara verdim. Hakim kadına hak vermiş ama adettendir diye adama sormuş: Senin söyleyecek bir şeyin var mı? Yaşlı adam cevaplamış: Eşimin anlattığı herşey doğru, tek bir şey dışında. Mine çiçeği çok sulandığında ölür. Karımın kemik rahatsızlığı var ve iyileşmesi için düzenli egzersiz yapması gerekir, ama eşim bunu yapmadığı için ben de bu yalanı buldum.Çiçeği ölmesin diye her gece kalkmak zorunda kaldım. O her uyandığında ben de uyanık olurdum, işini bitirip uyuduğunda gidip çiçeğin suyunu boşaltır, peçetelerle toprağını kuruturdum. Sonra da yatağa gelip, bana hayatı bahşeden, canımdan çok sevdiğim eşimi doyasıya seyrederdim.. Hakim çifti boşamamış..
Ez ji vê Bê Bava Sîya Te Diqeherim Wexta Kû bi tere Dimeşe Çima Ne Ezim. Ez ji sîya te bêhtir Dişibim te Û ne Çahwê wî hene kû li Bejn u Bala te Binhêre Û ne jî Ziman Sebeb Çîye Tû bi Xwe'ra Digerînî hiiiiiii... Belkîm Tû bê je min tû nexweşî, Raste, Tû neba Ez ne nexweş bûm Û min zikreşî neda Sîya tû kesî Helbet ezê Textorek bûma Ji yekî
GEREKLİYDİ SADECE Ve orda her şey bana Buğday tarlası gibi Göründü bu dünyada Tatlılık dolu bahçe Otlar içinde birden Sürer mine çiçeği Ve benim ölmüş kalbim Doğar hoş kokusunda
Sayfa 98
354 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
birkitapkahvehuzur #okudumbitti Elif Pınar Acar Cam Kale Herkese merhaba kitap dostları sizlere canım Elif'in üçüncü kitabı olan polisiye gerilim türünde yazılmış harika bir kitabın yorumu ile geldim bugün son kitabı ile kalbimi fethetti resmen Vera Ankara'ya Karayel lisesine tayin olmuş çiçeği burnunda bir edebiyat öğretmenidir. O okulda göreve başlamadan önce Feray adlı kız kaybolmuş sonra da ondan bir alt sınıfta olan Mine de kaybolmuştur... Bunları öğrenen Vera bu duruma çok üzülür ve sınıftan Soydan adlı gencin polis olan babası ile birlikte okuldakileri takibe almıştır... Ve sonra Oya adlı bir kızında kaçırılması ile işler iyice sarpa sarar Koray komiser ve ekibi aylardır kayıp kızları ararken acaba kim neden bu kızları kaçırmıştır? Onları bulabilecekler mi? Vera ve Koray arasında bir yakınlık doğarken neler olacak? Finalde kesinlikle şok oldum Hepsi ve daha fazlası kitapta kesinlikle tavsiyemdir kitapla kalın hoşçakalın dostlar
Elif Pınar Acar
Elif Pınar Acar
Cam Kale
Cam KaleElif Pınar Acar · Herdem Kitap · 202343 okunma
Reklam
Şubat!
Şubat gibiyim, Kırık, dökük, eksik, Canım, malım, Altında enkazın, Neyimi aldın! Mayıs, Haziran gelir, Açar yine menekşe, Kırmızı, mor, pembe mine, Unutma beni, Unutma yakışıklı şövalye, Çiçeğimi kopardın! Şubat gibiyim, Herkesten az, herkesten kısa, bir iris çiçeği, Sığ kökleri yer, fay altında, Renk renk dev zinyalar, Sana küçücükte olsa Ahım kaldı! Erbil x.com/erbilerden/stat...
٨ Yılbaşından yüz doksan beş gün sonra rüyamda nilüfer çiçeklerini gördüm. Tohum annem, onun bir su bitkisini söylerdi. Nilüfer çiçeği bataklıkta veya çamurlu arazilerde ortaya çıkar ve çiçek açtığı zaman çamurdan dışarı doğru yükselirmiş. Ayı gördüğünde çiçeğin yaprakları kapanarak çamurlu suyun altına geri çekilirmiş. Güneşi gördüğünde ise en ufak bir lekelenme olmadan suyun üzerine geri çıkarmış. Ölümlerle büyürmüş. Rüyamda bir kan gölünün ortasında açan bembeyaz bir nilüfer çiçeği gördüm. Bu çiçek ne olursa olsun ölmeyecekti.
…Aman nasıl bir ışık! Avizeler! Altın kaplama kartonpiyerler! İpek halılardan farksız duvar kâğıtları, iki tekerlekli yük arabası gibi derin divanlar, yapay ipekli kumaş çağlayanları. Musluklarından mine çiçeği, tarçın, nane çayı, portakal suyu, limonata akan ışıltılı çeşmeler; hele o gümüş renkli metal kupalar yok muydu…
Hakim yaşlı çifte sormuş : bunca yıldan sonra neden ayrılmak istiyorsunuz? Yaşlı kadın cevaplamış hakim bey bir ay öncesine kadar aklımda böyle birşey yoktu. Eşim bana bir mine çiçeği getirdi , bende çiçekleri çok severim. Çiçek çok sulanması gereken bir çiçekmiş ve kocam düzenli aralıklarla sulanmadığında çiçeğin öleceğini söyledi. Ben kemik rahatsızlıkları olan bir insanım. Geceleri uykumdan kalkıp çiçeği sulamam gerektiği halde, bir gün fark ettim ki kocam bir kez olsun benim ağrıma rağmen gece kalkıp da çiçeği sulamadı. Bunun üzerine bu kadar düşüncesiz insanla yaşayamam gerektiğine karar verdim. Hakim kadına hak vermiş ama adettendir diye adama sormuş : senin söyleyecek bir şeyin var mı? Yaşlı adam cevaplamış: eşimin anlattığı herşey doğru ,tek birşey dışında . mine çiçeği çok sulandığında ölür . karımın kemik rahatsızlığı var ve iyileşmesi için düzenli egzersiz yapması gerekir. Ama eşim bunu yapmadı bunu yapmadığı için bende bu yalanı buldum. Çiçeği ölmesin diye her gece kalkmak zorunda kaldım. O her uyandığında bende uyanık olurdum işini bitirip uyuduğunda gidip çiçeğin suyunu boşaltıp, peçetelerlede toprağını kuruturdum. Sonrada yatağa gelip bana hayattan bahseden canımdan çok sevdiğim eşimi seyrederdim..🌹
Reklam
Şubat
Şubat gibiyim Herkes benden çalmış, Kimi inci boncuk, Kimi birazcık mutluluk, Neyim kaldı sana... Mevsim geçer, Müşkülümler açar şimdi,
Unutma beni: Mavisi hafif açık ne güzel bir çiçektir (mine çiçeği). Üzerindeki yuvarlaklar, sevgilileriyle sorun yaşayan açık tenli kadınların ürkek gözlerini anımsatır...
Sayfa 118 - Everest Modern KlasiklerKitabı okudu
Hayat, bir büyük mucizedir; ‘cansız’lar onunla ‘can’lanır ve onun sayesinde birşey herşeyle ilgili hale gelir. Ufacık bir mine çiçeği bile, hayat sayesinde, dünyanın eğik duruşundan güneş ile dünya arasındaki mesafeye varıncaya kadar herşeyle ilgilidir.
172 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.