.... Şengör, 1980 darbesinden sonrasındaki işkencelerle ilgili yorumlarında da benzer bir çabaya girişir. Bu röportajda şengör, insanlara dışkı yedirmenin işkence olmadığını, çünkü gorillerin de dışkı yediğini belirtmiştir:
"Bir kere dışkı yedirmek işkence değil. Ben bal gibi yerim. Niye biliyor musun? Ben bunların yendiğini gördüm. Bir gün San Diego Hayvanat Bahçesi'nde goriller birbirlerine dışkılarını ikrâm ediyorlardı. Onlar da bizim gibi primatlar. Gayet güzel hiçbir şey de olmaz"
Şimdi dilerseniz, Şengör'ün bu çıkarımının sonuna dek tutarlı şekilde savunulması durumunda bilimin rehberliğinin nelere izin vereceğine ufak bir zihin egzersizi yapalım.
Örneğin Bonobo maymunlarında yetişkinlerin çocuklarla cinsel ilişkiye girmeleri sıradandır. Şengör'ün doğadan ve bilimden rehber edinme yöntemini benimseyen bir kişi, aynı mantıkla pedofiliyi meşrulaştırabilir. Veya bazı örümcek türlerine atıfta bulunarak bir kadının eşini yemesini meşru görebilir. Yine hayvanlar âlemine atıfla insanlar için de hırsızlığı, tecavüzü, cinayeti, ensest ilişkiyi dahi "ahlaki" bulabilir.
Farabî, başlı başına bir ahlak ortaya atmakla Kant'a te'sir etmiş ve onun selefi olmuştur. Onun Batı felsefesine tesirleri hayli yaygındır. 11. Ve 12. yüzyılda birçok eseri latinceye çevrilmiştir. Saint Thomas, Allah'ın varlığına ait bir kısım delilleri ona borçludur. İlim tarihinde ondan en çok etkilenen, tanınmış fizikçi İbn Heysem'dir