Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mine Akgönül

Mine Akgönül
@minetatbanca
Hacettepe-Tarih Celal Bayar Unv. - Yakınçağ YL.
Manisa, 9 Haziran
11 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Başkaları tarafından korkutulmayı kabul etmeyen bir inatçılığım vardır. Beni korkutmaya yönelik her girişim cesaretimi daha da artırır.
Sayfa 180 - iş bankasıKitabı okudu
Reklam
Gerçekten sevdiğim pek az insan var; hele saygı duyduğum daha az insan var. Dünyayı tanıdıkça hoşnutsuzluğum daha da artıyor; her geçen gün insan karakterinin tutarsızlığına ve akıllı, duygulu görünenlere bile güvenilmeyeceğine olan inancım güçleniyor.
Sayfa 141 - iş bankasıKitabı okudu
Mr. Collins akıllı bir adam değildi; yaradılışındaki kusurlar eğitimden ya da çevreden fayda görmemişti.
Sayfa 74 - iş bankasıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Şiiri hep aşkın gıdası olarak düşünürdüm," dedi Darcy. "Sağlıklı, güçlü, iyi bir aşk için doğru olabilir. Zaten güçlü olan bir şeye her şey iyi gelir. Ama eğer zayıf, cılız bir eğilimse tatlı bir sone açlıktan öldürür onu."
Sayfa 47 - iş bankasıKitabı okudu
İnsan doğası gurura bilhassa eğilimli; o ya da bu gerçek veya hayali bir özellikten ötürü kendinden memnuniyet duymayan pek az kişi vardır. Gurur ve gösteriş farklı şeyler, ama sık sık aynı anlamda kullanılıyorlar. İnsan gösteriş düşkünü olmadan gururlu olabilir. Gurur daha çok kendimizle ilgili görüşümüze bağlıdır, gösteriş ise bizim hakkımızda başkalarına ne düşündürtmek istediğimize.
Sayfa 20 - iş bankasıKitabı okudu
Reklam
"Bay Haller iki çağ arasında sıkışıp kalanlardan, tüm korunmuşluk ve suçluluklara uzak düşenlerden, insan yaşamının tüm güvensizliğini kişisel acı ve cehenneme dönüştürüp yoğun biçimde yaşamaları alınlarına yazılmışlardan biridir."
"Kadınlık korunmaya muhtaç bir varoluş olmaktan çıkınca her şey olabilir"
Gerçekte çekilen acılardan gurur duymak gerekir, her acı bize yüksek bir aşamada bulunduğumuzu anımsatır.
"Umut, nefes nefese koşarken bir sokağın köşesinde, arkadan yetişen bir kurşunla vurulmaktı elbette."
Sayfa 99 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"İçimizde şeytan yok. İçimizde acz var. Tembellik var. İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var."
Sayfa 293Kitabı okudu
"Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanmadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı?"
Kitaplar aptal, salak olduğumuzu bize hatırlatmak için var. Onlar gösteri alayı caddeden gürültüyle geçerken Sezar'a 'fani olduğunu hatırla Sezar', diyen muhafız kıtası gibiler.
Sayfa 108Kitabı okudu
Neden bu huzursuzluk dünyada biliyor musun? Tutup biraz olsun tanımamışız hiç birbirimizi
... Zaman ki sonsuzdur Bitmemiş şiirler gibidir. Bazı hüzünleri Bazı nehirleri tutup anlatmak gibidir. Biz ki zamanı tırnak içine alıp yaşadık. Bundan değil midir bizim aşkımızda Sürekli bir akşam hüznü vardır.
Hafıza ve Tarih arasında
"hafıza aslında sürekli evrim halindedir; hafıza hatırlama ve unutma diyalektiğine açıktır, daha sonraki dönemlerde uğrayacağı deformasyonları önceden bilemez, manipülasyona ve başkaları tarafından kendi çıkarları için kullanılmaya karşı savunmasızdır ve uzun bir süre uykuda kalmaya müsait olduğu gibi çeşitli dönemlerde canlandırılmaya da elverişlidir. "
Reklam
İyilik, yola düşen, yoldan toplanan bir şey değildir. Tesadüfen ele geçen bir şey değildir. İnsan iyiliği ancak başka bir insandan öğrenir.
Gerçek mutluluk, yavaş yavaş, azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla, çevremizle, çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır. Mutluluk, birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor.
Yan yana yürüdüler. Ayrı ayrı yaşantıları, ayrı ayrı duyguları olan iki kıta gibiydiler; bir ilişki kurulamıyordu aralarında.
"Hiçbir şeyde ilk olmayı beklemiyordum. Oysa şimdi koca bir gezegende tek başına kalan ilk kişi benim."
"kütle mantıktan çok hisle hareket eder, belirsiz bir fikir kütlelerce bilimsel bir gerçekmiş gibi kabul edilir ve benimsenir, bir tek kişinin duyduğu infial teker teker kişilere anlatılırsa etkili olmaz fakat aynı duygu kütleye mal edilirse kütle harekete geçer, kütle içinde bireyler bile kişiliklerini kaybederek kendilerini kütlenin bir parçası hissederler, kütleye sürekli tekrar edilen parolaların ikna kudreti hudutsuzdur. "
Sayfa 147Kitabı okudu
"demek ki düşünmemek, unutmak demek değilmiş"
Reklam
"Ben, kendim için değilsem, kim benim için olacak? Yalnızca kendim içinsem, neyim ben? Şimdi değilse, ne zaman?"
"kendimle konuşurken bile onun hoşuna gitmeye çalışıyordum"
"yeryüzünde hiçbir şey hiçlik kadar insana baskı yapamaz"
"ne cila ne riya vardır bende, kalbimde bulunmayan hissin alnımda belirmesi de imkansızdır"
" Sonra yavaş yavaş mantığım değişti. Hatta dünyaya bakışım, eşyayı görüşüm, insanları anlayışım değişti. Vakıa bunlar bir günde olmadı. Hatta çok güçlükle ve adım adım oldu. Hatta çok defa bana rağmen oldu. Fakat oldu."