Öykü kitapları okuya okuya kendimi fazlası ile geliştirdim galiba artık kapağına bakarak bile öykü kitapları konusunda nokta atışı yapabiliyorum.
Bülent Görür kaleminden çıkan #ahmakıslatan bu ayın beni nirvana'ya çıkaran öykü kitabı ilan ediyorum.
Tek kelime ile bayıldım.İçerisinde bulunan her öykü'nün tadı ve sonu o kadar güzeldi ki
Günlük yaşamımızda film ve dizilere öyle veya böyle maruz kalıyoruz. Kitap kısmı ise malum. Peki resim ve heykel? Denk geldiğimiz üç beş tablo dışında çoğumuz pek eser bilmiyoruz. İşte bu kitap bize alanının öncü isimlerine dair bilgi sunarken aynı zamanda tablolarından da örnekler sunuyor. Yayınevi bu alandaki en iyi yayınevi diyebiliriz. Hazırlayanların eline sağlık ki verilen bilgiler kısa fakat öz ve genel okuma için oldukça sağlıklı nitelikte. Otobüs, minibüs, metro beklerken kısacık vakitlere sığdırılabilecek koca bir derya aslında. Kitabın baskısı yok, olacağını da sanmam fakat sahaflarda uygun fiyata bulunabiliyor. Olur ya denk gelirsiniz, kaçırmayın. Tablolara yer açın!
Sevdalanmaya gidiyormuşum meğer...
Bunu daha önce bir kahin bana söyleseydi, kuşkusuz geri dönmeye kalkmazdım, ama bu sevdanın nerede, nasıl karşıma çıkacağını düşünmekten belki de olayların sırasını bozardım, zamanı alt üst ederdim. Geleceğimizi bilmemektir bizi zamanın içine sokan. Yoksa bir gün dizlerine dokunur dokunmaz onun soyunuvereceğini
Edirnekapı'da kırmızı ışıkta tıkanmış trafikte beklerken cep telefonum çaldı. Telefona baktım. Çok sevdiğim değerli bir dostum arıyor. Nerede olduğumu sordu. Durumu bildirirken şöyle bir şey söyledim:
- Edirnekapı kabristanının orada trafikte servis aracının içindeyim.
Bana dedi ki:
- Bak kabristandasın. Bir şeyin de içindesin. Ama o şey lahit değil de minibüs. Şükretmelisin.
- !!!
“Sevgi ve iyilikle beslenip bunları yayın. Fazlasıyla geri alacağınızdan emin olabilirsiniz.”
“İnsan tercihlerinden var olur, yağmurda şemsiyeni açıp güneş çıkınca kapatmaz isen, güneşten faydalanman sadece sızan ışığın soluk rengi kadardır.”
“Aynı titreşimde olmayan insanlar, isterse benim gibi kan bağın olsun, ailesiyle dahi yan yana
Güzel bir kız ile çekingen ama kalbi sevgi dolu bir gencin hikâyesini dinlemeye ne dersiniz? İşte bu hikâyemiz güzeller güzeli bir kız olan Gülperi ve mahallenin en efendi çocuğu Rıza’nın hikâyesi…
Bir varmış, bir yokmuş… Çok uzaklarda değil İstanbul’un içinde, sokakta çocukların hala oynayabildiği eski zamanların birinde, komşuların birbirini
Bir geçti... Dolu!
Bir diğeri daha, yine dolu!..
Üçüncüsü keza!..
Dördüncü... Aman, acaba boş mu?
Gözüm görmüyor, heyecanımdan düşeceğim... Evet, evet, boş!
Bir geçti... Dolu!
Bir diğeri daha, yine dolu!..
Üçüncüsü keza!..
Dördüncü... Aman, acaba boş mu?
Gözüm görmüyor, heyecanımdan düşeceğim... Evet, evet, boş!
Her yeni ayı, Instagram uygulamasında başlattığımız #heraybirjanecasey
etkinliği sebebiyle özlemle bekliyorum, malumunuz. Bu ayki kitabımız yine çok güzeldi. Orijinal adı "The Kill" olan Sakın Hata Yapma'nın konusuna gelecek olursak: İşten dönen bir polis memuru arabasında ölü bulunur. Bu cinayet araştırılırken başka bir yerde de bir minibüs dolusu polis vurulur. Olayların kişisel bir intikamın eseri mi yoksa polise duyulan nefretten mi kaynaklı olduğuna karar verecek kadar kanıt bulunamamıştır ki, (canımız, yakışıklımız) emniyet amiri Godley sorumluluğu üstlenir. Spoiler geliyor; "Rob, artık sana sinir oluyorum!" Tamam, spoiler bitti. Bir sonraki ayı merakla beklerken, stoğumun azaldığını gördüğüm halde keyfim kaçmamış gibi yapacağım. Sevdiğim yazarlar ayda bir kitap yazabilir mi lütfen? Teşekkürler. Tavsiyemdir, okuyunuz. =)
Sakın Hata YapmaJane Casey · Olimpos Yayıncılık · 20161,293 okunma