Şimdiyse hayata kin duyuyordu. Yaşam kötüydü; damağında acı bir tat bırakıyordu, onu korkutan da buydu. Yaşama hasret duymayan yaşam, bitmeye mahkumdu.
Seni severler Martin, ama kendi sığ ahlak anlayışlarını daha çok severler. Senin istediğin, hayatla kendinden geçmek; büyük özgür ruhlar; alev alev yanan kelebeklerdir; o ufak ve gri güveler değil.
Martin'i asıl şaşırtan bunların cehaletiydi. Bu insanlara ne olmuştu? Neredeydi bunların eğitimi? Onlar da Martin'in okuduğu kitapları okumuşlardı. Nasıl olurdu da bu kitaplardan çıkarımda bulunamazlardı?