Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı var
Hikayemiz 19. yüzyılda İstanbul Eminönü'nde geçer. Yıl 1895 , Yemiş İskelesi'ndeki balıkçı kahvesine giren bir Osmanlı zabiti (subayı) , kahveci Yusuf'a 'Bre Yusuf ! Herkese benden okkalı bir kahve ama şurada oturan Rum palikaryasına yok. Ona, kahve haramdır 'diye seslenir. Kahveci Yusuf küçük bir baş hareketiyle
Oysa kendi özgün düşüncelerine duyduğun saygı ve verdiğin değer, seni kendinden memnun birisi yapar ve toplumla, tanrılada kusursuz bir ahenk içinde, tanrıların sana reva gördüğü yazgıyı ve nasip ettiklerini minnetle kabul ederek yaşayan bir insan yapacaktır.
Reklam
İyilikler insana karşılığını verebileceğini sandığı sürece hoş gelir.Bu ölçüyü aştılar mı onları minnetle değil kinle karşılarız.
Tanrı sana pek çok armağan verdi; bir şey yapmalısın ama derin bir minnetle. Sanat için sanat, yaratıcılık için yaratıcılık, sevgi için sevgi ve dua için dua.
Kainata hayranlıkla bakan, insanlara minnetle çevrilen çocuğu, inanış ve sevgi aşısı yapmadan hayata salanlar, dünyamızın ilk ve en gaddar zalimleridir.
ATATÜRK (saygı ve minnetle )
Atatürk’üm eğilmiş vatan haritasına Görmedim tunç yüzünde böylesine geceler Atatürk neylesin memleketin yarasına Uçup gitmiş elinden eski makbul çareler Nerde İstiklâl Harbi’nin o mutlu günleri Türlü düşmana karşı kazanılan zaferi Hiç sanmam öyle ağarsın bir daha tanyeri Atatürk’üm ben ölecek adam değildim der Git hemşerim git kardeşim toprağına yüz sür O’dur karşı kıyıdan cümlemizi düşünür Resimlerinde bile melûl mahzun görünür Atatürk’üm kabrinde rahat uyumak ister
Sayfa 233Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.