Çoğumuz hayatı sandığımızdan daha iyi tarihlerde doğarız bir ismimiz soyumuz ailemiz ve kimliğimiz de yeni yaşamımıza gözlerimizi açarız yitirene kadar nelere sahip olduğumuzu yaşamın bize doğar doğmaz sunduğu lütufların farkına varmayız kim olduğumuzu bilen daima yanımızda olan ailemizin önemini ayırt edemeyiz böyle doğarız çünkü onlar hep yanımızdadır kim olduğumuzu ve ne yapacağımızı bize söylerler.
Biz dünyada yaşayan insanlarız canlıların en üst zincir halkasındayız. Avcılar ve yırtıcıları. Hükümdarlar,krallar,kraliçeler,hüküm verenler, can alanlar ve üsütün olanlarız. Doğa dengesini yitirene kadar bildiklerimiz ve alışkanlıklarımız bunlardı. İnsanlık insanoğlunun kaderi yaşam döngüsünün devam ettirmekti ama başımızın üzerinde bilinmez bir gökyüzü kubbesinin altında yaşarken ihtimalleri hiç değerlendirmedik. Hor kullandık, kıymet bilmedik, hayvanları katlettik, ağaçları kestik, buzulları erittik, sadece yapabildiğimiz için...
İlk önce doğa karşılığını verdi; nefes alanlarımızı yavaş yavaş tükendi, yeşili ve bize sunduğu nimetleri yitirdik. Okyanus karşılığını verdi kuraklık ovalar boyunca önü kesilemez bir hal aldı. Sonra gökyüzü karşılığını verdi, bir gece gezegenler beklenmedik bir şekilde yan yana konumlandı. Kahinler ve gök bilimciler bunun bir felaket haberi olduğunu söyledi.
Biz insanlarız kendimiz her şeyden üstün sanıyoruz. Yaşam zincirinin en tepedeki halkasıyız, topraktan geldiğimize inanır ama varlığımızı yıldızların parçalarında taşırız. Biz insanlarız ama yalnız değiliz, üstün değiliz, güçlü olan değiliz. Her şeyi mahvettik ve onlar şimdi intikam almak istiyor.