Yok arkadaş ben çok bağ kuruyorum her şeyle.
Kullandığım ışıksız ve en eski model Kindle'ım gözümün nuru elektronik kitabım sorunsuz çalışıyorken ışıklı model en üst seviye Kindle hediye geldi ama yapamadım... Yerine koyamadım. En iyisi de gelse benim gözümde dünyanın en ama en güzel elektronik kitabı o. Onu öylesine bir kenara atmak içimden gelmedi. Biri ay gibi parıldarken diğeri, yıllarca yanımda taşıdığım arkadaşım simsiyah kalıvermişti yanında. Yüreğim elvermedi. Hediyeyi geri verdim. Hem de çok pahalı olmasına ve alan kişiye çok ayıp olmasına rağmen. Biraz kavga bile ettik... Bir daha bir şey almazmış bana. Olsun, canı sağ olsun.
Eski e-kitap okuyucuma sarıldım uyuyorum şimdi. Kitapların formu değişir de o ruhu değişmez asla. Beni yarı yolda bırakmadığı sürece ben de biricik dostumu yarı yolda bırakamam. Varsın "delirmiş" desinler. Dostumuzu satmayız biz.😅
Bunu neden anlattım? Bazıları kitaba dokunmayınca ruhunu hissedemediğinden e-kitap okumaya bile karşı; ama böyle düşünenler varsa şunu bilsinler ki bu düşünce çok yanlış. Bir kitaba karşı ne hissediyorsanız aynı hisleri besliyorsunuz elektronik kitabınıza da. Hatta belki daha çok seviyorsunuz bile. Bir kitabı severken içindeki karakterleri, olayları sevmek elektronik kitaba gelince içinde barındırdığı yüzlerce karakteri, olayı sevmek oluyor. Koskocaman bir kütüphaneyi kucaklıyorsunuz. Sonra benim gibi yıllarca sağ kolunuz olan dostunuzu bırakamıyorsunuz en kötü yanı bu... Bizdeki elektronik kitap sevgisi yeni model çıkana kadar değil; mezara kadar.