Mistefa

Mistefa
@mistefaa
"Ji rovî fenektir tune ji eyarê wî pirtir tune."
Bürokrasi, genişleyen bürokrasinin ihtiyaçlarını karşılamak için genişler. -Oscar Wilde
Reklam
Modern felsefenin kurucularından René Descartes’a göre, “felsefesiz yaşamak, açmayı denemeden, gözü kapalı yaşamaktır.” Felsefenin verdiği zevk ve bu zevkten duyulan sevinç, “felsefenin bulup meydana çıkardığı nesnelerden edinilen bilginin verdiği sevinçle ölçülemez” sadece. Felsefe bize her şeyden önce “ahlakımızı düzenlemek ve bu dünyada yaşamımızı yönlendirmek için” lazımdır. Öyle ki; aklın gözü olarak felsefe bize, “adımlarımıza yol göstermek için gözlerimizi kullanmaktan çok daha gereklidir. ”Zira felsefi bilgi bizi dünyayla ilişkilendirirken bize her şeyden önce dünyaya ve topluma ilişkin ahlaki duruşumuzu düzenlememizi, yani ahlaklı olmanın ne demek olduğunu öğretir. O halde, felsefe, insanın yaşamını az-çok bilinçli bir şekilde düzenleyebilmesi ve anlamlı bir yaşam sürebilmesi için ekmek su kadar lazımdır. Bu konuda René Descartes’ın yaptığı, bir toplumun ya da ulusun “bireyleri felsefeyle ne kadar çok içli dışlı olursa”, bir toplumda felsefeyle uğraşanların sayısı ne kadar çok olursa, o toplum o kadar uygar ve ince ruhlu olur" belirlemesi son derece isabetlidir ve tarihi olarak kanıtlanmıştır. -Doğan Göçmen
"Uzun yıllardan sonra birini ilk kez gördüğümüzde, saatlerce hiç konuşmadan karşılıklı oturmak gerekecektir: Acı, sessizliğin gölgesinde kendi tadını çıkarabilsin diye..." -Emile Cioran

Reader Follow Recommendations

See All
Okumuş Bir İşçi Soruyor
Yedi kapılı Teb şehrini kuran kim? Kitaplar yalnız kralların adını yazar. Yoksa kayaları taşıyan krallar mı? Bir de Babil varmış, boyuna yıkılan, kim yapmış Babil'i her seferinde? Yapı işçileri hangi evinde oturmuşlar altınlar içinde yüzen Lima'nın? Ne oldular dersin duvarcılar Çin Seddi bitince? Yüce Roma'da zafer anıtı ne kadar
“Evet, belki ben bir baltaya sap olamayan, sıkıcı ve acınacak durumda biriyim. Tersliğim, uyumsuzluğum canınızı sıkıyor. Galiba hiçbir yeteneğim de yok. Kanımda başka da verecek bir şeyim.. Gençliğim kimseye gerekli olmayan bir izmarit gibi yok olup gidiyor. Ne bir yuvam, ne dostlarım ne de bir işim var. Gençliğimin en verimli çağında bu kasabaya kısıldım kaldım. Erkekliğim, dinçliğim, kalbim gözümün önünde eriyor. Şunu da söyleyeyim, askere gitme vaktim gelene kadar bu kasabadan kurtulmaktan başka bir şey düşünmedim. Ama o sabah gelip çattığında beni bu kasabaya bağlayan o güne kadar farketmediğim daha derin bağlar olduğunu farkettim. Çiğ damlalarıyla kaplı kavaklardan havaya ince bir koku yayılıyordu. Nedense o gün bana bu kavakları çamları çınarları hayatımda sanki ilk kez görüyormuşum gibi geldi. Sabahın bu erken vaktinde sokaklarda serseri mayin gibi dolaşan köpek çetelerinden başka bir şey olmaz. Galiba bu sessiz sabahları köpekleri toprak kokusunu seviyorum. Ama bu kasabada yaşayan insanları ve onların küçük hesaplarını anlamıyorum. Ruhuma yabancı ve boğucu buluyorum. Şimdi söyleyin bana, büyük, ciddi ve herkese gerekli bir işin yapıldığı bir yerlere gitmek istemekte kötü olan ne var, he?” (Kasaba-NBC)
Reklam
Reklam
Reklam