Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mitya

Mitya
@mitya
Gerçek hayat kurmaca öykülere benzemez, biraz buruk, biraz hüzünlü değildir; delilik gibi, düşler gibi saçmalıkla, tuzaklarla, karmaşayla doludur. Aslı Erdoğan
Elektrik Mühendisi
Manisa
İzmir
17 okur puanı
Temmuz 2016 tarihinde katıldı
İnsan, zayıflığı reddedip bir kere güçlü oldu mu,hep güçlü olarak kalır.
Reklam
Bu kalıplar yok mu? Bürokratik kafa; esnek olmayan, hür düşünceyi hapseden, ruhları kafese, sokan. Tüm faaliyetlerde esas düşman işte buydu. Ateş etmeyen, gürültü çıkarmayan, bu musibet; aslında, canlıyken bile insanı öldürüp iğdiş eden, işe yaramaz hale getiren, felaketlere sürükleyen en büyük düşmanın ta kendisiydi. Savaşılacak ve mutlaka kazanılması gereken işte buydu. Savaş veya barış, her alanda bu hastalıkla mücadele edilmeliydi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Benim içimde taşıdığım İstanbul'da, Pera, Haliç, Ayasofya kadar Ümraniye de var. Beyoğlu'ndaki sinemalar ve sahaflar, Balıkpazarı, Boğaz, Ortaköy' deki, Salacak'taki yaz akşamları nasıl hep benimleyse, bu aralık gecesi Ümraniye girişinde, polisin götürdüğü iki yoksul adam da hep benimle kalacak. Tünel'den Karaköy'e yürüdüğüm yokuşlar, Galata Kulesi'nin gölgesine sığınmış çay bahçesi, Pierre Loti'den seyrettiğim Haliç ve mezarlıklar, Büyükada'daki aileden kalma ahşap yalı, Yıldız Parkı'ndaki ilk öpüşmem, boğucu yaz öğleden sonralarında nargileyle demli çay içtiğim Beyazıt'taki serin avlu ... İlk gençlik anıları; ilk aşkın, ilk sarhoşluğun, ilk sevişmenin anıları ... Bir de minibüs altında kalan, akşama dek ufalanarak asfalta karışacak yavru kedinin bedeni, çöplükler, babalarından feci dayaklar yemiş kızlar ve gözleri hüzünle dolu, topal sokak köpekleri ... Bu kana doymuş topraklar da hep içimde olacak.
Bulutların gittiği yönde, çok uzaklarda, unutulmuş bir ülke olmalı.
Reklam
Biliyorum, bir insanın sevgisini kaybetmek, zorlukla ulaşılmış bir doruktan aşağı yuvarlanmaktır.
Gitmek, ne korkunç bir sözcük. Vedalaşmak, gitmek, bırakmak, terk etmek, ayrılmak ... Tek bir veda bütün bir ömür sürüyor.
Düş ağacının yaprakları gerçeğin ilk firtınasında dökülmüş.
Kaçmanın ağır cezasıdır sürgün, geçmişini bir kez terk eden, ona bir daha hiç geri dönemez.
Gerçek hayat kurmaca öykülere benzemez, biraz buruk, biraz hüzünlü değildir; delilik gibi, düşler gibi saçmalıkla, tuzaklarla, karmaşayla doludur.
Reklam
Gözden ırak bir çıkmaz sokağın kuytu bir köşesinde kendimle karşılaşma beklentisiyle yürümeye devam ediyorum.
Kurallara sıkı sıkıya bağlı, hep kabızmış izlenimi veren insanların, azıcık kuraldışı ve asi olanları tanımakta olağanüstü bir içgüdüleri vardır.
Ben bütün yüreğimle konuşurken önemsiz, beylik bir laf ortaya atan biri kadar hiçbir şey beni çileden çıkaramaz.
Sevgiye On Kala Ölüme Beş Ya zamanindan erken gelirim; Dünyaya geldigim gibi, Ya zamanindan çok geç; Seni bu yasta sevdigim gibi. Mutluluga hep geç kalirim; Hep erken giderim mutsuzluga. Ya hersey bitmistir çoktan, Ya hiçbir sey baslamamis. Öyle bir zamanina geldimki yasamin Ölüme erken seviye geç. Yine gecikmisim bagisla sevgilim; Seviye on kala, ölüme bes...
Körlerin en körü artık görmek istemeyen kördür.
45 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.