Garip metaforlar bulunduran bir kitap.Bir bölümde insan ilişkileri sepet ve yumurtalarla anlatılıyordu. Farklı bir bölümde savaş alanınızı terk etmeyin diye tavsiyeler alabiliyordunuz.
Pek çok yerde tekrara düşülmüş. Kadın ve erkek beyni arasındaki farklılıklar üzerine olacak bir anlatım beklentisi ile başladığım
Kadınlar Sıcak Erkekler Soğuk Sever ne yazık ki benim için hüsranla sonuçlandı. Daha çok kadınlar ve onların yapması gerekenler(!) anlatılmış. Bu anlatım tarzına gerekçe olarak yazarımızın kadın olması öne sürülemez bence.Çünkü
Esra Ezmeci aynı zamanda uzman bir psikolog.
Kendi düşüncelerimi yazmadan önce birkaç inceleme okumak istedim. Mükemmel, okunması gereken hatta başucu kitabı olabilecek bir eser gibi yorumlarla karşılaştım.
Zevkler renkler meselesi herhalde...
Merhaba incelemenizde kendimden bir şeyler buldum .İlk 50 sayfadayım henüz ama bildiğim bir şeyin tekrarını okuyor gibiyim . Özellikler erkeklerin mağaralarına çekilmesinden bahseden kısım direk olarak John Gray'in Erkekler Mars'tan Kadınlar Venüs'ten kitabından komple alınmış gibi . Hatta kitap genel olarak o kitabın tekrarı gibi. Konuyla ilgiliyseniz onu öneririm .
Aşk-ı Memnu'nun romanını da okudum, dizisini de izledim. İnsanlar orada bölünmüş aile yapısını, amcasını aldatan bir yeğeni, eşini aldatan bir kadını görüyor. Hatta daha da ileri giderek Behlül'ü Bihter'in baştan çıkardığını söylüyorlar. Halbuki hikaye, toplumun kadına bakış açısını muhteşem bir ustalıkla gözler önüne seriyor. Gelin bir de
Bihter'in babası Bihter çok küçükken ölüyor. Yanılmıyorsam 10 yaşındayken. Dizideki gibi babasıyla birlikte, annesinin ihanetine de tanık olmuyor. Firdevs Hanım ilgiden hoşlanan bir kadındır ve eve gelen çiçekler, notlar vs. kocasını sinirlendirir ve kalp krizinden ölür ancak buna Peyker şahit olur. Bihter annesinin ne yaratılışta bir kadın olduğunu yıllar içinde anlar ve nefret edişi yavaş yavaş olur. Bihter'in Adnan'la evlenişinin altında yatan sebeplerin arasında baba sevgisinin eksikliği varsa da bu ilk göze çarpanlardan biri değildir. Kitabı uzun süre önce okuduğunuz için dizideki olayları kitap gibi hatırlamış olabilirsiniz.
Evet babaları öldüğünde Bihter 5 , Peyker 8 yaşında ve kitapta net bir ihanet anlatilmiyor . Ayrıca Bihter borç ve annesinin sizlanmalarindan ziyade maddi sıkıntılar , sahip olamadığı mucevherlerden ipeklerden sıkıldığı , Adnan Bey'le evlenirse bunların tamamına sahip olur düşüncesiyle evleniyor . Yorumlardan birinde evi dağıtmak düşüncesiyle evleniyor diye bir şey okudum aslında evi dağıtma düşüncesi de yok evin zaten dagilacagi vaadi veriliyor Bihter' e . Bülent yatılı okula gidecek , Nihal de 1 2 yıl sonra evlenecek yalıya ben sahip olacağım diye düşünüyor. Yerinde kim olsa dusunecegi şeyler yani . Fazladan bir açgözlülük yok ama " Baba" eksikliği de yok bu konuda haklısınız .
Ve aslan kuzuya aşık olur...
Aslan ne kadar mazoşist bilemem fakat bildiğim tek bir şey var, o da aslanın aşkına aşık olduğum.
Bu kitabı ikinci kez okuyorum. Ve ilkinde olduğu gibi bunda da iyi ki dedim. Klasik Alacakaranlık serisinin başlangıcını kızımızın gözünden okumak bir yana, oğlumuzun gözünden okumak bambaşka. Hislerini, içindeki
Yazara dair en sevdiğim şey uzun metraj yazıyor olması . Bir olayı ya da durumu günü gününe anlatıp sonra bir sayfada bağlamıyor da aralıklı olarak uzun yılları anlatıyor . Bir çocuğun gözünüzün önünde büyümesi gibi . Bendeki kitap 1989 basımı eski çeviri o yüzden amele , davar,hizmetçi , uşak gibi kelimeler yer alıyor ama beni rahatsız etmedi . Olaya bakarsak tam bir brezilya dizisi ve sona yakın bir sayfada tek bir paragrafla ozetleniyor aslında . Gerçekten ama gerçekten yüreği sabrı olan okusun . Sonu az çok belli zaten yazarımızın mutsuz sonu yok ama ne zaman nerede nasıl hadi artık gibi unsurlar merakı hep sıcak tutuyor . Ve son 1 sayfa için 500 sayfa daha olsa okurdum . Biraz Hollywood biraz çiftlik biraz siyaset biraz hukuk biraz savaş derken bütün bir hayatı içeriyor aslında . Ben yazarı da tarzını da kitaplarını severim o yüzden zevk alarak okudum ama kısa , eğlenceli , heyecanlı , aksiyonlu bir şeyler okumak isteyenlere önermiyorum . Onun dışında dizi gibi olsun diyen varsa bence en alasına taş çıkarır :) Saygılar
Hani olmayacak bir şeyi çok istediğinizde neler hissettiğinizi bilirsiniz ve neredeyse bu beklentiye karşı mücadele edersiniz, çünkü birçok kez hayal kırıklığına uğramışsınızdır. Digory, böyle hissediyordu işte.