Korkunun egemenliğinde yaşamamıza karşın Halk olarak çok gülerdik. Bir mizah anlayışımız vardı. Cümbüşümüz muazzamdı. Dizginlenmesi mümkün değildi. Yarım kalması söz konusu değildi.
’İşte böyle sevgili dostum, dünyada en çok çocukları kendime yakın buluyorum. Onları seyrederken, en ufak şeyde bile, gün gelip de çok ihtiyaç duyacakları tüm erdemlerin, tüm güçlerin mayasını görünce, inatçılıklarında gelecekteki tutarlılığı ve karakter sağlamlığına, yaramazlıklarında dünyanın tehlikelerini teğet geçen mizah ve umursamazlığa bakınca, her şey öylesine bozulmamış,öylesine bütünlük içinde ki! O zaman hep ama hep insanların kılavuzunun şu altın sözünü yineliyorum: ‘Onlardan biri gibi olamazsınız!’ (Yeni Ahit’ten alıntı) Böyle olduğu halde dostum, bizimle eşit olan, örnek almamız gereken çocuklara biz kul muamelesi yapıyoruz.’
Sayfa 27 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kim çok gülerse heybeti azalır. Kim de çok mizah yaparsa hafife alınır. Kim neyi çok yaparsa onunla tanınır. Çok konuşan kişi çok hata yapar. Çok hata yapan kişinin hayası azalır. Kimin hayası az olursa o kişinin takvası az olur. Kimin de takvası az olursa onun kalbi ölür.
Hz Ömer