Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak...
Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.
Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle.
İmânı olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey dipdiri meyyit, 'İki el bir baş içindir.'
Davransana... Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana... Sen
Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş...
Sesler de: "Vatan tehlikedeymiş... Batıyormuş!"
Lâkin, hani, milyonları örten şu yığından,
Tek kol da yapışsam demiyor bir tarafından!
Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.
Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar...
Uğraş ki: telâfi edecek bunca zarar var.
Feryâd ile kurtulması me'mûl ise haykır!
Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!
'İş bitti... Sebâtın sonu yoktur!' deme, yılma.
Ey millet-i merhûme, sakın ye'se kapılma.
‘’….uyku ilacıma adadığım bir şiiri baştan sona yazdım.(Lormetazepam, 2,5 mg/ml, ağızdan damla için ağıt:Seni yüz kutunun arasında tanıma avuntusu/istasyonda önem verilen bir yüzle olduğu gibi/o mavi çizgin, seninle uykum gibi dümdüz/sevilen bir ayaktan veya yokluğundan daha iyi/sen beni ayaksız ve dokunuşsuz kılıyorsun./Uyuyacağım, başkalarının sahte neşesinin/ve söylenmiş yanlış kelimelerin üzerinde/kurulu olduğu sanılan hayatların üzerinde/Uyuyacağım, belirsizliklerin üzerinde, sadelikle/Uyuyacağım-tatminsizliklerimin üzerinde/Tatmin olmuş bir halde./İnsanlık için ilaçlar, tanrım, bu nasıl bir hediyedir/sekizsaat insanlık dış olmak.)
Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak...
Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.
Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle.
İmânı olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey dipdiri meyyit, 'İki el bir baş içindir.'
Davransana... Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana... Sen böyle
Lavanta kokusu, en uyku verici kokulardan biridir. 5 damla lavanta yağını 10 ml'lik bir baz yağa (mesela badem yağı) damlatın. Bu karışımla, eşinizin ya da yakınınızdaki birinin size yatmadan önce masaj yapmasını sağlayın. En etkili yöntem budur. Eğer böyle bir şansınız yoksa vücut ısısında suyla doldurduğunuz küvete beş-altı damla lavanta yağı damlatmanız da işe yarar. Banyo sırasında ışığı kapatıp mum yakar ve sakin bir müzik çalarsanız daha etkili olur.
Namık Kemal. . Lisede çok fazla duyduğum ama bir türlü eserlerini okuyamadığım yazar. O zamanlar pek kitap meraklısı değildim sanırım. Kitaba gelecek olursam, ilk edebî roman kendisi. Gayet de güzel bir kitap hiç sıkmadı beni ordan burdan duyduğum yorumlara aldırmadım sıkıcı vs.gibi .. DİLAŞUP kendisinin sevgisine hayran kaldım. Zaten sadece filmlerde kitaplarda olur böyle karakterler. . Okurken çok üzüldüm ve sinirlendiğim yerlerde oldu en çokda ALİ BEY.. şunuda anladım ki güven denen şey olmalı, insanların söylediği herşeye koşulsuz inanılmamalı çünkü bu hem bize hemde sevdiklerimizin hayatına màl olabiliyor. Ne diyordu son sözünde SON PİŞMANLİK FAYDA ETMEZ..
İntibahNamık Kemal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,3bin okunma
Qeyd edim, roman psixologiya, psixiatriya sahələri üzrə oxuyan tələbələrə, ümumən, bu sahələr üzrə yüksək səviyyəli ədəbiyyat axtaran oxucular üçün tam bir xəzinədir. Ədəbiyyat dünyasında Zeno Kozini obrazı Migel de Servantesin Don Kixot obrazına bənzədilir. Həm Zeno, həm də Don Kixot xəyallar dünyasında yaşayırlar. Don Kixot dindar bir
dönemin sol parti ve örgütlerini ayrıntılı biçimde inceleyen gayet başarılı bir kaynak. yazarı vehbi ersan. iletişim yayınlarından çıkmış. objektif bir üslupla ve bol bol örgütlerin kendi yayınlarından alıntılar kullanılarak yazılmış. söz konusu dönemi çok merak ettiğim için 2-3 günde okudum. toplam 430 sayfa ama meraklısı için su gibi gidiyor. tkp, dev yol, kurtuluş, tdkp, tkp ml ve diğer irili ufaklı parti ve örgütler incelenmiş. fakat yazarın gençliğinde mensubu olması ve özel niteliğinden dolayı dev-sol en hacimli yeri işgal etmiş. özel bir nitelik dedim gerçekten de öyle. peki nedir bunlar? dev-yol gibi dönem solunun en bilinen örgütünden kopması, 1977 1 mayıs'ından sonra yaşanan solun kitlesel geri çekiliş döneminde kurulması(1978) ve dhkp-c adıyla bugün hala ayakta olması gibi. bugün hala varlığını sürdürebilmesinin sebebi biraz da tarihinde gizli. bu örgüt kurulduktan kısa bir süre sonra ülke sıkıyönetim dönemine girdi. bu koşullarda varlığını duyurabilmek durumundaydı. sonrasında da darbe gerçekleşti. ki esas özelliği darbeye karşı verdiği mücadele. özellikle hapishanelerde işkence ve tek tipleştirmeye karşı yürüttüğü direniş bu örgüte sol çevrelerden sempatiyi oldukça arttırdı, büyüttü. zaten yazar da bu özel durumundan dolayı bir tek dev sol'un 70'ler sonrasındaki serüvenini anlatmış. kesinlikle tavsiye ediyorum.
1978 ile 1980 arasındaki iki yıllık dönemde, bütün sol örgütlerde tıkanıklık ve bunalım yaşandı. Siyaseti bırakma, bölünme, tasfiye ve iç çatışmalar biçiminde dışa vuran bir tıkanıklık ve bunalım, sol hareketi 12 Eylül'den çok önce yorgun ve ne yapacağını bilmez bir duruma düşürdü.
...
1978-1980 arasında Türkiye sol hareketindeki krizi en iyi anlatan göstergelerden biri, bu dönemde hemen bütün örgütlerin bölünmesidir.
TKP, resmi TKP ve TKP/İşçinin Sesi olarak bölündü.
Dev-Yol, Dev-Sol ayrılığı bu dönemde çıktı.
TİP'in resmi TKP çizgisine yaklaşmasıyla eşzamanlı olarak, TİP'te Sosyalist İktidar kopuşu gerçekleşti.
TSİP bölündü. TKP-B ayrı bir parti olarak ortaya çıktı.
Halkın Devrimci Öncüleri'nden ayrılanlar THKP-C Acilciler'i oluşturdular.
Halkın Yolu olarak da bilinen THKP-C/ML yöneticilerinin bir bölümü bu dönemde örgütlerinden ayrılarak TİKP'e geçtiler.
MLSPB'den ''THKP Savaşçıları'' ayrıldı. Bir grup da ''Çayan Sempatizanları''nı oluşturdu.
Halkın Kurtuluşu'ndan ayrılanlar Türkiye İhtilalci Komünistler Birliği'ni kurdular.