Ruhumu görmüştü. Bana bakıp ruhumu görmüştü. Ne kadar yara aldığımı, kaç kere ihanete uğradığımı; hepsini görmüştü.
Kusursuz. Ona yakışacak kadar ihtişamlı intikamı, benim yaptığımın onlarca misli ihanetiyle mühürlenmişti artık ikimiz arasında. Ben onu, o trenin vagonunda bir kere bırakmıştım ama o beni binlerce defa yaralamaya doymamıştı.