Benim Hüzünlü Orospularım Ne yazayım ben şimdi? Benim anladığım bu kitapta hayatında hiç evlenmemiş, aşkı bulamamış, bir kadını sevememiş yalnız kalmış yaşıda ilerlemiş erkekler anlatılmıştır. (Benim düşüncem böyle), Kitabı okuyanlar ne demek istediğimi zaten anlamıştır. Her bekar ve yalnız ve sevilmemiş ve kadınsız erkek bu kitapta kendinden bir şeyler bulabilir.
Kitabın konusuna gelirsek 90 yaşına gelmiş hiç evlenmemiş ömrünü hayat kadınlarının koynunda geçirmiş yalnız yaşayan bir ihtiyarın son kez çaplınlık için tanıştığı çok genç bir kızla (o da yine hayat kadını) başka bir boyutta yaşadığı duygusal bağ konu alınıyor.
Beden yaşlanırken ruhun gençleşmesi, aşkla seksin çok farklı şeyler olduğu, yalnızlıkta aşksızlıkta, insanın kendini sevecek birini bulamadığı bir zamanda istesede istemesede nasıl hayat kadınlarının pençesine düştüğü açık açık anlatılıyor. Tavsiye ederim.
Ve her zamanki gibi
Benim Hüzünlü Orospularım romanının en can alıcı alıntısıyla veda ediyorum.
"Seks insanın aşkı bulamadığında elinde kalan bir tesellidir."
1984 bitti. ne kitaptı ama, Anam, anam, anam of, of, of ...mutlaka okunması gereken kitapların içinde ilk sırada diye düşünüyorum.
1984 bildiğiniz gibi distopik bir roman. Baskıcı ve zorba bir yönetim altıda özgürlüğü tamamen elinden alınmış bir toplumun inim inim inleyip yandım anam, Allah'ım al canımızı kurtulalım diye feryat figan viyaklamasını anlatıyor......
George Orwell bu kitapta, beyninde mercimek kadar aklı olan tüm halkları uyarıyor. Ve şunu demeye getiriyor. Sizi yönetecekleri seçerken çok iyi düşünün, aklınızı başınıza alın aksi halde sonunuz bu kitaptaki gibi olabilir diyor. (ben böyle yorumladım)
İnsan aklı nasıl ele geçirilir, gerçek nasıl yalan, yalan nasıl doğru gösterilir, 2X2= nasıl 5 eder. Hatta sözcüklerin, zamirlerin sıfatların, anlamları nasıl tam tersi manalara çevrilip, İnsan ruhu, insan aklı, insan bedeni, bırakın köleliği hayvandan da aşağı bir yaratığa nasıl dönüştürülür bir güzel anlatıyor.
1984 te Zalim, zorba, vahşi, kalleş, kötü, ruh hastası, yapıların, sistemlerin halkların başına geçme tehlikesi olduğunu, ve ola ki yakayı bir kez bunlara kaptırdıkları zaman bir daha kurtulmanın çok, çok, çok zor olduğunu aklı olan insanlara anlatıyor. uyarıyor. Tabi insanlar anlarmı??? tartışılr....
Her zamanki gibi incelememe son verirken kitabın en can alıcı alıntısıyla özetleyip
1984 e veda ediyorum....
''Aklına, ruhuna, kalbine giremezler. Eğer insan kalabilmenin, hiçbir işe yaramadığında dahi çekilen sıkıntılara değdiğini düşünürsen onları yenmiş olursun.''
Psikopat 4 çok şükür bitti. Yeni nesil yazarların kitapları yok kütüphanemde. Okumam. psikopat 1 hediye edildi. Yarım kalmaması için diğer 4 seriyi de aldım. Dürüst olmalıyım 4.seriye kadar okudum hiç keyif alamadım. hele
Psikopat 4 zorla kaktıra kaktıra bitti, okumaya başlayıp ta beğenmediğim hiçbir kitabı yarım bırakmam adetim değil, yazara emeğine saygısızlık olur. iyi bir şey değil. Şık değil, hoş değil.
Mihri Mavi nin Edebiyatına, temiz Türkçesine dilin akıcılığına anlaşılabilirliğine sözüm yok. Ama içerik ve konu sıkıntılı.(bence)
Nasip olur da bir gün Yazarla karşılaşsam(
Mihri Mavi yle) kendisine şöyle demek isterdim.
Bu yazdığınız romanla gençlere ne kadar zarar verdiğinizin farkında mısınız?, Gençlerin uzak durmaları asla yanından bile geçmemeleri gereken olayları normalleştirdiğinizin farkında mısın?
Psikopattan öğrenci olmaz, sevgili olmaz, eş olmaz, arkadaş olmaz, dost olmaz, Bir insan Psikopatsa tedaviye ihtiyacı var demektir.
Bizim buralarda Psikopatlara ''Dayak Delisi'' derler...
Kısacası genç kardeşlerimin özellikle Lise ve Ortaokul çağında okumalarını tavsiye etmem. Belli bir olgunluğa ve yaşa geldikten sonra okusunlar okumasalar da olur kayıp değil.
Neyse, İncelememe son verirken her zamanki gibi tüm kitabı özetleyecek can alıcı tek bir alıntıyla veda ediyorum.
Hiç acımam, dalarım valla!
Paul Auster Anlaşılır, akıcı ve sürükleyici bir teknik.
Ülkelerin gelecekti durumunu hayal etmiş. İnsanlığın bu azgınlıkla, bu kudurganlıkla, bu doymazlık ve açgözlülükle varacağı sonu, anlatıyor. daha doğrusu hayal ediyor.
Kitap baştan sona mektup şeklinde. Felakete uğramış, karışıklık, kaos, otorite boşluğu içinde, açlığın, kıtlığın, yokluğun, pahalılığın, başıboş insanların, çetelerin, mafyanın ve çapulcuların cirit attığı bir ülkede ağabeyini arayan bir kızın mektubudur
Son Şeyler Ülkesinde romanı.
Ahir zamanda diyebilirsiniz.. Allah muhafaza etsin, Allah ülkemizi böyle bir sondan korusun da diyebilirsiniz.
Son Şeyler Ülkesinde romanına veda ederken her zamanki gibi tüm kitabı özetleyen en can alıcı alıntıyla noktalıyorum.
''Ben olacakları görüyorum ve gördüklerimden ürküyorum.''
Zeytindağı Bitti. Neredeyse tüm kitabı alıntıladım. Kitap kendi alıntı zaten. Okuduğum kitapların mutlaka incelemesini yaparım. Duygularımı hislerimi sizlerle paylaşırım. Fakat ilk defa açıklama yapmakta zorlanıyorum. Aslında alıntılar size her şeyi anlatıyor.
Bir Trenden bahsedeceğim size. Hicaz'da Çölün ortasında 106 yıldır yatan bir