“Doğanın huşu veren, heybetli görüntülerinin zaten hep zihnimi zenginleştiren, hayatın geçmiş kaygılarını unutmama yol açan bir etkisi olmuştur.”
272 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Frankensteinlaşmak
Frankenstein’in yarattığı canavarın karakter gelişimine bakıldığında kitabın sonlarına doğru dünyadaki ve içindeki yalnızlığı ve bunca zaman boyunca uğradığı hayal kırıklıklarını, incinmişliklerini kendi penceresinden içten bir şekilde anlatabildiğini görüyoruz. Bu açıdan karakterle empati kurmamak, imkansız bir hale geliyor. Tabii her ne kadar Victor bizi bu konuda uyarmış olsa da.. Bu durum bir anlamda aslında günümüz toplumuna yansıyan modern hayatlarımızdaki modern insanları da hatırlatıyor bana. Belki de bazen Frankenstein oluyoruzdur; bazen ise onun yarattığı canavarları içimizde yaşıyoruz ve yaşatıyoruzdur.. Kim bilir?!
Frankenstein Ya Da Modern Prometheus
Frankenstein Ya Da Modern PrometheusMary Shelley · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202014k okunma
Reklam
Kahrolası, kahrolası yaratıcı! Ne diye yaşıyordum ki ben?
Sayfa 167 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Ama gerçek bu işte; cennetten kovulan melek hain bir şeytana dönüşür. Oysa o Tanrı ve insan düşmanının bile dostları, yardımcıları vardı; bense yapayalnızdım.
Sayfa 240Kitabı okudu
“Dünya ve dünyevi işler eskisi gibi görünmüyor bana. Eskiden kitaplarda okuduğum ya da başkalarından duyduğum ahlaksızlık, adaletsizlik anlatılarına, çok eski zamanların hikayeleri ya da zihinde kurulmuş kötülükler gözüyle bakardım. Bunlar bana uzaktı, mantıktan ziyade hayalgücüne yakındı en azından. Fakat şimdi bu acı evimize ulaştı; insanlar, birbirinin kanına susamış canavarlar gibi geliyor bana.”
“İnsan zihni için, üst üste yaşanan olayların duyguları ayağa kaldırmasının ardından gelerek, ruhu hem ümitten, hem de korkudan azade kılan eylemsizlik ve kesinliğin mutlak sükûnetinden daha acı verici şey yoktur.”
Reklam
“Istırap ve umutsuzluk, ta yüreğimin derinlerine sızmıştı; hiçbir şeyin yok edemeyeceği bir cehennem taşıyordum içimde.”
Akademide çoğu kişinin günlerinin böyle geçtiğini gözlemliyorum
Yapraklar sararıp döküldüğünde, işimin de sonlarına yaklaşmıştım ve geçen her gün,başarımı daha net bir şekilde sergiliyordu. Ancak kaygılarım coşkumu bastırıyordu ve ben en sevdiği işle uğraşan bir sanatçıdan çok, madenlerde çalışmaya mahkûm bir köleye ya da sağlıksız başka bir ticaretle uğraşan birine benziyordum. Geceleri üstüme ağır bir humma çöküyor, tedirginliğimi iyice artırıyordu. Yaprak düşse ürküyor, bir suç işlemişim gibi akranlarımdan köşe bucak kaçıyordum.Kimi zaman da perişan halimin farkına varıp korkuya kapılıyordum. Beni ayakta tutan tek şey, idealimin verdiği enerjiydi. Zorlu çalışmalarım yakında sona erecekti ve vücudumu hareket ettirmek ya da keyifli vakit geçirmek başlamakta olan hastalığımı iyileştirecekti. Yaratma işim bittiğinde kendime, bunların ikisini de yapacağıma söz verdim.
Eğer kendinizi adadığınız çalışma, sevginizi zayıflatmaya ya da değerini hiçbir zaman yitirmeyecek basit zevklerden aldığınız hazzı yok etmeye başlamışsa o çalışma mutlaka kural dışı, yani insan zihnine aykırıdır. Bu kurala her zaman uyulmuş olsaydı, kimse uğraşlarının aile sevgisiyle gelen dinginliği bozmasına izin vermeseydi, Yunanistan boyunduruk altına girmez, Caesar ülkesini kurtarır, Amerika aşama aşama keşfedilir, Meksika ve Peru imparatorlukları yok edilmezdi.
Yaşamayan hiç kimse bilimin, insanın aklını nasıl başından aldığını bilemez. Diğer çalışmalarda ancak sizden öncekilerin gittiği noktaya kadar gidebilirsiniz ve öğrenilecek yeni bir şey yoktur, oysa bilimsel çalışmalarda keşif ve yenilikler için tükenmez kaynaklar mevcuttur. Belli bir çalışmayı yakından takip eden ortalama zekâ kapasitesine sahip biri dahi, o alanda mutlaka büyük bir yetkinlik kazanır
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.