Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
Dikkat spoiler içerir.
Son derece güzel bir polisiye roman. Diana Thiberge genç kızlığında bir saldırıya uğradığından çocuk sahibi olamayacaktır ce bir yetimhaneden evlatlık alır. Çocuğa konuşabildiği iki heceden dolayı Lucien adı verilir. Bir gün çok ciddi bir otomobil kazası yapar. Ümit kesildiği anda Von Kaen adında bir doktor çocuğu akupunktur ile tedavi eder. Ancak aynı gece öldürülür. Bu işi soruşturmaya başlar Diane ve komiser Patrick Langlois. Bütün izler Moğolistan'da Beyaz Göl ası verilen bir yerle ilgilidir. Zamanında burada Tseven adında bir kabile yaşamıştır, Sovyetler bir tokamak yani nükleer füzyon santrali kurmuştur ve bu tokamakın içinde aynı zamanda bir parapsikoloji laboratuvarı vardır. Diane buraya gittiğinde en büyük kabuslarından bile ötede bir şey ile karşılaşır. Şamanların gücünü çalan bir takım parapsikolojik insanı vardır ve bu insanlar hayvana dönüşebilmektedir. Lucien bir gözcüdür ve onun işaretlendiği tarihte Taş Meclis'e gelip birbirileri ile güçlerini elde etmek için savaşacaklardır. Diane tam bu savaşın ortasında kalmıştır. Hayvanlardan biri hiç beklemediği bir isimdir. Ve acaba bu savaştan sağ salim kurtulabilecek midir? Soluksuz okunan bir roman.
Mavriskiy geriledi.Birden kaşları,şaşkınlığını gösterircesine kalktı.Eğleniyormuşçasına cevap verdi:
-Anlaşılan size temel ayrıtınlardan birini anlatmayı unutmuşlar.
Diane öfkeyle bir çığlık attı.Nefreti soğuğa,mantığı çılgınlığa karşı direniyordu.
-HANGİ AYRINTIYI?
-Sadko'nun kadın olduğunu.
Diane,şaşkınlıktan yıkılırcasına tekrarladı:
-Ka...ka...kadın mı?
...
Işıkta beliren gölgeye bakıp seslendi:
-Anne?
Sonlara doğru giderek artan şaşkınlığınızın size kendinizi kaybettirecek boyuta ulaştığı 373. sayfanın sonu...
Şimdiye kadar okuduğum kitaplarının aksine ana karakterin kadın olduğu görmek şaşırttı.Şamanizm, parapsikoloji gibi konular ve Moğolistan, tayga gibi geniş alanlara yayılan yine muazzam bir kurgu. Tıpkı kitaptaki insanların şamanların sırlarını çözmek için onların beyinlerinin içine girmek istedikleri gibi, Jean Christophe Grange'ın beyninin içine girmek isterdim. :)
Öncelikle yazarı begendim cengiz han i günümüzde adım adım takip ederek moğolistan bozkirlarinda çektiği cefayi takdir etmek gerek ..kitap hem tarih hemde gezi kitabı olarak başarılı anlatım samimi ve insanı yormadan geçmiş ve bu gün arasında bir köprüde yürütüyor. Bu gün bile han a olan saygısını ve sevgisini kaybetmeyen bir ulus moğollar .savaşları ,zaferleri kendine has göçebe hayatları sizde oradaymissiniz gibi hissettiren bir anlatım ..severek okudum biraz şahsi olacak ama bendeki cengiz han aşkı dahada ilerledi :) hatta geçen gece evde "toparlanin moğolistan a yerleşiyoruz "dedim "
John man in diğer kitaplarinida okumak dilegiyle sevgiyle kalın...
Grange'dan 5. kitap da bitti. Şu ana kadar kötü, vasat, eh idare eder gibisinden bir kitap okumadım. Yazarın üslubu, dili, kalitesi çok belli. Artık o derece beğendim ki; bir kitabı daha olsa da okusam düzeyinde. Neyse reklamı geçelim.
Yine klasik bir Grange türü. Moğolistan'tan Rusya'ya oradan Fransa'ya. Fransa'dan Gürcistan hatta ve hatta Türkiye sınırlarını bile geziyoruz. Devamlı hareket halinde geçiyor roman. Oradan oraya gezdiriyor yazar bizi. Bol aksiyon dolu bir eser. Konu olarak radyoaktiviteyi öne çıkaran Grange altta hipnoz, mistisizm, biyoastronomi psikoloji ve en önemlisi ise parapsikolojiyi çok iyi irdeliyor. Feminizm, askerlik, vahşi hayvanlar, astronomi, sosyalizm, komünizm, nükleer tıp konularında kısa kısa da olsa değinmiş yazar.
Hastalıkla başlayan roman, akapuntur, şamanlık ve büyü konularında da çok güzel konuları işlemiş. Moğolistan'ın Tseven bölgesinde kurulan; Kominizmle yönetilen Stalin zamanından kalma bir araştırma üssü'nün yaptığı deneyleri ele alıyor.
Gerilim, aksiyon dolu mükemmel bir eser. Kesinlikle tavsiye ederim.
Hiç akıcı olmayan Grange'in önceden okuduğum kitapları ile kıyaslanamayacak kadar kötü bir kitap. Mekan darlığı, kurgunun bariz eksikleri ve en kötüsü de sosyalizm eleştirisi adı altında verilmeye çalışılan sözüm ona gizli mesajlar çok amatörce geldi. Hepsini geçtim polis olmayan ve kişisel olarak soruşturma yürüten baş karakterin diğer insanları bir polis gibi sorgulaması hiç kafamda oturmadı. Beğendiğim tek tarafı Moğolistan ve Rus kültürüne ait imgeler içermesiydi. Sözün özü okumanızı önermeyeceğim yerel polisiye tadında bir kitap.
Moğol Hanı ile görüşmek için yola çıkan Fransisken rahibi Plano Carpini'nin seyahatnamesidir.Eser tarihi bir kaynak olarak çok değerli ve okuması da oldukça keyifli.Hatta Ergin Ayan Bey o kadar titiz çalışmış o kadar açıklama eklemiş ki,arada tekrar dönüp baktığım,detay zengini bir kitaptır.Seyahatnamelere,Orta Asya ve Moğol kültürüne meraklı olanlara şiddetle tavsiye ederim.
Kitabı iki şekilde değerlendirmek gerek.
Sibirya kültür coğrafya ve toplumu hakkında bilgi alabileceğiniz kısım bu kitabı okumamın nedenini oluşturuyor. Kitapta Saka olan öğrenci Moğolistan'a okumaya gidiyor, Altay, Kazak gibi diğer Türk ellerinden insanlar ile tanışıp kaynaşıyor. Ve gelişen olaylarda gündelik Moğol, Saka ve diğer Turanik toplumların yaşantısı hakkında bilgi elde diliyor.
İkinci kısım ise yazar Levent Bey'in de vasıflarından biri olan Metal Müzik kısmıdır. Burası bana göre biraz abartılı bir anlatım olmuş. Hele müzik gurupları ve şarkı isimlerinin sayılma kısımlarını adeta göz ucu ile hızlı hızlı okuyup geçmek zorunda kaldım. Bir de Metal Müzik dinleyen insanların sanki diğer müziklere karşı kendileri çok üstün görmeleri gibi bir durum hissediyorum. Bu hissi somut örneklere dökemem ama öyle bir hava hissediyorum. Bu havada bu kitapta bayağı hissediliyor.
Yinede bölgede gezmek istiyorsanız tavsiye ederim.
Grange'in okuduğum ilk romanı.
Herhalde Grange'in en fazla fantastiğe kaçan romanı bu. Sonunun öyle biteceğini hiç tahmin edemezdim.
Grange bu sefer bizi Moğolistan coğrafyasına ve Şamanların izine götürüyor. Dili her zamanki gibi akıcı. Hayal gücü sınırsız. Kitabın sizi içine çekmemesi ve elinizden bırakamamanız imkansız.
Leyleklerin Uçuşu kadar atraksiyon dolu olmasa da yine de Grange beni şaşırtmaya başardı,yine konuları birbirine ustaca bir şekilde bağlamış.
Tayland'tan başlayıp Moğolistanın tundrasınsa - steplerine alıp alıp götürdü yine beni.
Bilim yine üst safhadaydı : Psikoloji,Fizik,Kimya,Nükleer fizik,Tokamak,Etoloji,Etnolji....
Doğa üstü bilimler : Parapsikoloji,Psikosomati, Kineziterapi,Şamanizm,Hipnoz,Akapunktur,Moğol geleneksel tıp ....
Siyaset : Devrimciler,Kapitalistler, Komünistler...
Ülkeler,Irklar: Tayland,Fransa,Almanya,Rusya,Bulgaristan,Moğolistan, / Taylandlılar,Almanlar,Çekler,Ruslar,Türk - Moğollar; Tsevenler
En çok beğendiğim yanı da Komünizmin,o iyi sandığımız yanlarını ne denle berbat olduklarını bize çok ustaca aktarmış.Daha doğrusu insanın her hangi bir ideolojinin manyakça esiri olması ve o ideolojiyi her şeyden önemli görüp üstün tutması, kendi çevresine hatta tüm insanlığa ne denli zarar verebileceğinin ufak bir açıklamasıydı bu kitap.
Bu güzel romanı bize ustaca çeviren sayın Ali Cevat Akkoyunluya da teşekkürler,gerçekten iyi bir iş çıkarmış.
Okumanızı ve okutmanızı tavsiye ederim.