Biyografi kitapları (yine buluntu) [yadi.sk/d/HYo538H_sR5AAQ](yadi.sk/d/HYo538H_sR5AAQ) Abdulbaki Gölpınarlı - Müminlerin Emiri Hz.Ali Abdülbaki Gölpınarlı,P.N.Boratav - Pir Sultan Abdal Abdulhalik Bakır - Ali B.Ebî Talib(Hayatı,Kişiliği ve Faaliyetleri) Abdülkadir Erdoğan - Fatih Devrinde İstanbulda Bir Türk Mütefekkiri Şeyh
Matem içinde iki sene geçti. Tulu, hükümet naibi olarak Karakurum’da ikamet ediyordu. Fakat süresi sona erdiğinden, Cengiz Han’ın arzusuna uygun olarak yeni bir hakan, bir imparator seçmek için, prensler ve kumandanlar Gobi’ye döndüler. Cengiz Han’ın isteğine uyup, miraslarına sahip çıkarak reislerinin kralları haline geldiler. Şimdi Han’ın en
Reklam
Sağa sola gönderilen Moğol müfrezeleri kırlarda, ovalarda kimi buldularsa getirdiler ve bunlara iri taşları toplayıp Sir neh­rinin kenarına yığmak için emir verdiler. Timur Malik'in adası­na doğru bir taş yığını yükselmeye başladı. Diğer taraftan Ti­mur Malik de boş durmuyordu. En sağlamlarından yarım düzine kadar sal seçti ve bu salların . etrafını ağaçlardan siperlerle çevirdi, içlerine de okçular yerleştirerek Moğollara ok atmak için her gün sahile yanaştı durdu. Bunun üzerine Katay topçu­ları bu sallarla mücadele için yeni mancınıklar yaptılar. Taş at­maya mahsus ilk mancınıklar yapıldı. Yalnız Moğollar, taş yeri­ne salların üzerine içi ateş dolu küpler, yahut yanmış kükürt ve­ya Katay topçularının kendilerine mahsus yaptıkları bir muhte­lif maddelerle dolu fıçılar atıyorlardı. Timur Malik sallarını de­ğiştirdi, kenarlarına duvarlar veyahut ön tarafı toprakla örtül­müş meyilli setler yaptı ve bu setlere okçular için mazgal tertibi delikler açtı. Salların topçularla her günkü mücadelesi tekrar başladı, fakat Moğolların mühimmatı bitmiyordu. O zaman Ti­mur Malik daha uzun bir süre adada kalamayacağını anladı. En büyük gemilere askerlerini doldurdu, en iyi savaşçılarını da si­perli sallara yerleştirdi ve meşale ışıkları altında gemileri suyun akıntısına bırakarak adayı tahliye etti. Sir nehrinde Moğolların gerdikleri ağır bir zinciri parçaladı.
Cengiz Han'ın Öç İşkencesi
Tacirlerin idamını emreden İnalcık da, daha şehrin valisi bulunuyordu. Moğollardan bir zerre ve merhamet beklemeyeceğini bildiği için, en iyi askerleriyle kaleye kapandı ve 5 ay direniş gösterdi, sonuna kadar mücadeleyi bırakmadı. Moğollar son askerini de öldürdükleri veya esir ettikleri ve atacak oku kalmadığı zaman, kulelerden birine çekilerek onlara taşla karşılık verdi. Bu ümitsiz mücadeleye rağmen canlı olarak ele geçirdikten sonra, Han'a gönderildi ve Cengiz Han öç işkencesi olmak üzere kulaklarıyla gözlerine erimiş gümüş dökülmesini emretti.
Sayfa 112 - İlgi YayıneviKitabı okudu
Moğol süvarileri, nehir boyunca kaçaklan takip edi­yordu. Önden giden Cüci, nehrin üzerinde alçak bir köprü yaptırdı ve istihkam askerlerine Timur Malik'in filosuna karşı mancınıklar yaptırdı. Bu hazırlıkların haberi Timur'un kulağına gelince, o da askerlerini sahilin ıssız bir kenarına çıkardı. Mo­ğollar Türkleri artık nehirde görmeyince onları aramaya çıktılar ve buldular. Timur Malik, küçük bir savaşçı kafilesiyle yakayı sı­yırdı, fakat adamlarının birbiri ardına kılıçtan geçirildiklerini de gördü. Yalnız kalınca da mücadeleyi bırakmadı, altında iyi bir binek olduğu için üç kişi dışında bütün diğer Moğolları geride bıraktı. Bu üç kişiden en yakın gelen süvariyi, tam gözüne kon­durduğu bir okla devirdikten sonra, ötekilerine de: "Yaklaşmayın, daha iki okum var, ikinize de yeter" diye bağırdı. Fakat bu son oklannı kullanmasına gerek kalmadı ve ertesi gece kaçmayı başararak güneyde çok uzaklara giden Şah'ın oğlu Celaleddin'e yetişti. Türkler de, Moğollar da Timur Ma­lik'in gösterdiği bu cesaretin hatırasını unutmadılar ve fırsat düştükçe yaptığı harikuladelikleri tekrarladılar. Timur Malik, Moğol ordusundan bir fırkayı aylarca tutmayı başarmıştı. Bu, Moğollann yeni şartlar altında bir kuşatmaya göğüs germekteki hünerlerini gösterir. Fakat bu kuşatma, o zamanlar bin altı yüz kilometrelik bir cephe üzerinde devam eden çetin ve inatçı bir savaşın sıradan olaylanndan biriydi.
Göçebelerin son töreni Hanların sarayları Katay’a nakledilmeden önce, yalnız iki Avrupalı bize Moğolların bir tarifini bırakmışlardır. Bunlardan biri Rahip Capsin, diğeri de iri cüsseli Rubruquis’tir. Rubruquis, işkence içinde öleceğine neredeyse ikna olmuş bir halde ata binerek büyük bir cesaretle Tataristan’a hareket etmişti. Kral Saint
Reklam
43 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.