Bu seriye üç kitap da basıldıktan sonra başlamak istemiştim, öyle de yaptım, üçüncü kitap elime geçtiği gün okumaya başladım, e tabi araya final haftası girince uzadı da uzadı okuma sürem. Kitap akıcılığını hiç yitirmeyen bir kitaptı neyse ki.
Öncelikle başlangıç seviyesi fantastik eser olmasına rağmen çok da hafif bir kitap olduğunu söyleyemeyeceğim. Bazı yerler kendini tekrar tekrar okutuyor. Yazar evreni ve o evrenin tarihini olabildiğince geniş ve ayrıntılı tutmuş. Aynı zamanda mitolojik ögeleri tanrılarla sınırlı tutmamış, başka boyutlara ait Doğu canavarlarına da rastlamak mümkün, bu beni okurken sıradaki kitaplar için çok heyecanlandırdı.
Zavallı olmayan hırslı ve güçlü kadın karakterleri severim. Üstelik evrende tamamen ataerkil bir düzenin olduğunu da söyleyemeyiz, yönetimde ve savaşta kadınların yer almasına bayıldım.
Okurken zaman zaman nefesimi tuttuğumu fark ettim. Kitapta oldukça vahşi sahneler çok iyi bir şekilde betimlenmiş. Gerçekten bazı sahneleri okumak güçlü bir mide gerektiriyor. Kitapla ilgili en çok sevdiğim kısım bu oldu, kesinlikle böyle bir kurguya böyle bir vahşet gerekiyordu.
Son olarak… Yazar asla bir karaktere bağlanmamıza izin vermiyor. Karakterlere en ufak acıması yok. Buruk bir şekilde sayfaları çevirmek düşüyor bize. Sırf bu yüzden kitaba verdiğim puanı bir puan düşürdüm.