Enver, Talat, Cemal. İttihatçılar denince akla gelen üç isim. Müfredat öğretisinde de müfredat haricindeki öğretilerde de üzerine tam olarak durulmayan, hem islamcılar hem de sekülerler tarafından cami avlusuna bırakılmış gayrı meşru bir çocuk muamelesi gören, menfi veya müspet yönlerinin hala tam olarak ortaya konulmadığı o ekip,
Orwell'ın akıllara kazınan iki kitabından birisidir Hayvan Çiftliği. (1984 - Diğeri de Bin Dokuz Yüz Seksen Dört) Bu iki kitabın oldukça benzer yönleri var elbette ama bana göre en önemli benzerlikleri her devri / dönemi anlatabilen eserler olmaları. Orwell sosyalizmi savunduğunu sıklıkla ifade eden bir yazar olmasına karşın; eserlerinde
Bu anlamda, İslamı kaynaklarda yer alan şura, istişare, müşavere gibi kavramların meşruti monarşiye yakın bir yönetim biçimine imkan sağlaması, vezir ve danışmanların iktidardaki gücünü de pekiştirmiştir.
_Eğer kadınların sesleri bastırılacaksa, eğer kadınlar insanoğlunun doğal haklarından mahrum bırakılacaksa, haksızlık ve tutarsızlık suçlamasını boşa çıkarmak için, öncelikle kadınların aklı olmadığını kanıtlamanız gerekmektedir – aksi takdirde YENİ ANAYASA’nızdaki bu büyük kusur, erkeğin şu ya da bu şekilde, bir tiran gibi davranması gerektiğini
Felsefe Tarihi 5
Umberto Eco, bu kitabında 17. yüzyıldaki felsefi anlayışı detaylı bir şekilde ele almış ve dönemin önemli felsefi düşünürlerine geniş yer vermiştir. Kitap, 17. yüzyılın felsefi akımlarını, tartışmalarını ve düşünce sistemlerini incelerken, Descartes, Spinoza, Leibniz gibi büyük düşünürlerin fikirlerine de derinlemesine
Öncelikle geçmişine bakalım. Bu kitap tüm zamanların en çok satış yapmış olan bir kitap olma özelliğini taşıyor. 200 milyonun üzerinde bir satıştan bahsediyoruz. İlk kez 1859 yılında gazetelerde tefrika edilmek üzere yazılmış, daha sonra kitaplaştırılarak dünya edebiyatının en meşhur kitapları arasındaki yerini almıştır. Yazarımız Charles Dickens
Prof Dr Fikret Başkaya'nın 20 ay hapis yatmasına sebebiyet veren eseri.
Neden mi ? Bir kere kitap baştan sona ağır bir Atatürk eleştiri, Kemalizm eleştirisi içermektedir. Zira hapis yatmasına neden olan olgular ise bu eleştirilerden ziyade Atatürk için söylenen 'diktatör' benzetmesidir. Kemalizm ise onun için Bonapartizm ile
Muhteşem bir kitap…
Victor Hugo’nun Sefiller’den sonraki en meşhur kitabı sanırım bu kitap.(Çoğu kişinin uzun betimlemeler sebebiyle yarıda bırakıp mahrum kaldığı o muhteşem kitap.)İlk bölümlerinde çok uzun bir Paris betimlemesi yapılmış ama öyle bir yapmış ki bunu Hugo.Kendinizi bir anda Ortaçağ Paris’inde gezintiye çıkmış buluyorsunuz.Notre Dame ile ilgili kısımlarda ise mimarinin dile gelmesini okuyorsunuz.Öyle güzel anlatmış ki hayran kalmamak elde değil.Hikayedeki aşk ise bahane,dönemi anlatıp eleştirmesi gerekenleri(toplum eleştirisi,monarşiye yapılan eleştiriler,adalet eleştirisi) ve insan olmaya dair pek çok şeyi bir aşk hikayesi yardımıyla yapmış yazar.Karakterler çok gerçek bu gerçeklik duygudan duyguya sürüklüyor okuyucuyu.Bittikten sonra bir süre oturduğum yerde kalakaldım. Hikayeyi anlatmadan yapabileceğim incelemem bu kadar. Mutlaka okunmalı.İyi okumalar.

Batılı Düşünürlerin Toplumsal Değişim Kuramları ve Bunların İslam Dünyasına Etkileri
Batılı düşünürler, bilimsel düşünme yönteminin eşya (niteliği) hakkında kesin sonuç vermesiyle birlikte dogmatik düşünce sisteminden kurtuldu. Düşünürler, Burjuvazi sınıfından aldıkları destek ve teşviklerle, kilise ve aristokrasiye karşı bir devrim icat etmek
"Bir zamanlar krallara, sultanlara ve çarlara saygı duyuyor, monarşiye karşı olanlardan nefret ediyorduk. Bugün cumhuriyetçiyiz ve cumhurbaşkanlarına alkış tutuyoruz. Yarın yeniden monarşist olabiliriz."
Biz Mısır’ın yoksulluğuna dair bu yorumun; halkın yorumunun, yoksul ülkelerin neden yoksul olduğuna dair genel bir açıklama sunduğunu göstereceğiz. İster Kuzey Kore olsun, ister Sierra Leone ya da Zimbabve; yoksul ülkelerin Mısır’la aynı nedenden ötürü yoksul olduklarını göstereceğiz. Büyük Britanya ya da Birleşik Devletler gibi ülkeler,
neredeyse tamamı ilk kitaptan altını çizdiklerimi word'e geçirmiştim. dağınık düzensiz karman çorman bir şekilde atıyorum buraya da.
mezopotamyalılar kanallar inşa ederek tarımı ve düzenli çalışmayı hayatlarına yerleştirmiş, bu da tarihin ilk otoriter monarşilerinin kurulmasını sağlamıştır. kanallar kurulduğu için tarım, mevsimlik
Machiavelli, Prens’te bildiği her şeye lakonik yaklaşıyor. Geleneği takip etmek, uzlaşım veya çekingenlik gerektirdiğinden, Prens kitabı, Söylevler’den daha geleneksel. Prens, akademik veya skolastik bir inceleme gibi başlıyor. Machiavelli’nin prense ön mektubunda söylediği gibi, niyeti prenslik yönetimini düzenlemek veya ona kurallar öğütlemek
Andrew Morton'un yazdığı bu biyografiyi okurken şunu düşündüm: Zaman makinesi icat edilmiş olsaydı geçmişe gidip tanışmak istediğim insanlardan biri de hiç şüphesiz Diana Spencer olurdu.
Diana'nın hayatında ve bir birey olarak kendini gerçekleştirme mücadelesinde okuyan herkese ışık tutabilecek insancıl ve evrensel bir yön var.