O kasetteki müzikte bir şeyler vardı. Bu müzik diğerlerinden farklıydı. Eleanor onun içini kıpır kıpır ettiğini hissetmişti. Hem heyecan vericiydi hem de tedirgin ediciydi. Eleanor'a dünyanın tahmin ettiği gibi bir yer olmadığını düşündürtmüştü.
Kimsenin sevgisine değer olduğunu düşünmemişti Marianne. Ama şimdi yeni bir hayatı var, ilk anı da bu; Marianne üzerinden yıllar geçtikten sonra bile aynı şeyi düşünecek: Evet, o andı işte, hayatımın başladığı an o andı.
Eric ve Rob'un okul dışında bu kadar kitap okuduğunu bilip bilmediklerini sordu. Onlar böyle şeylerle ilgilenmezler, dedi Connell.
-Etraflarındaki dünyayla ilgilenmiyorlar yani.
İhtiyacın olan tek şey kendine güvenmek. Tehlike ile karşılaştığında korkmayan canlı yoktur. Gerçek cesaret, korkmana rağmen tehlikeye göğüs gerebilmektir ve bu türden cesaret de sende bolca var.
Başıma gelen korkunç bir şeydi; ama orada dikilip durduğum bir yıl boyunca düşünecek zamanım oldu ve en büyük kaybımın kalbimi yitirmek olduğunu anladım.
Kafanın içinde beyin olsaydı, sen de diğerleri kadar iyi ve hatta bazılarından çok daha iyi bir insan olurdun. İster karga ol ister insan, beyin bu dünyada sahip olmaya değen tek şey.